Onun çalışanların gizlilik hakkı fare kıçlı umurunda bile değil. | Open Subtitles | أرجوك ، إنّهم لا يأبهون على الإطلاق لحق موظفيهم في الخصوصية |
Bu geri kalan nankörler kolonumun durumunu umursamaz, ama senin umurunda. | Open Subtitles | بقّية هؤلاء الجاحدين لا يأبهون لحالة قولوني، لكن ليس أنتِ |
Kadınlar kimin temizleyeceğini düşünür. Erkekler umursamaz. | Open Subtitles | تقلق النساء عمن سينظف بعدهن أما الرجال فلا يأبهون |
Kim olduğumuzu bilmiyorlar ve bu umurlarında da değil. Bilselerdi, muhtemelen alkışlamazlardı. | TED | لا يعرفون من نحن ولا يأبهون. وإذا إهتموا لكان من المرجح أن لا يصفقوا. |
Tüketicilerin umrunda bile değilsiniz, sizi umursamazlar. | TED | لا يهتم المستهلكون بك إطلاقاً، إنهم لا يأبهون مطلقاً. |
Kendileri para kazandıkları müddetçe senin para kazanıp kazanmamanı umursamıyorlar. | Open Subtitles | كما لو أنّهم لا يأبهون إذا كنت تكسب نقودًا طالما هم يكسبون نقود |
Zahmet verdiğimiz için özür dileriz, efendim ama eminim çocuğu kaybolan ailenin pek umurunda değildir ve açık söylemek gerekirse benim de değil. | Open Subtitles | -اعتذر عن الإزعاج يا سيدي ... لكنّي متيقن بأن والديّ الطفل المفقود لا يأبهون, وبصراحة, ولا حتّى أنا. |
FBI'ın umurunda bile değil benim güvende olmam. | Open Subtitles | يأبهون بإبقائي مُفيدا |
Hayatta olup olmaman Rusların neden umurunda olsun? | Open Subtitles | هل تريدين اخباري لماذا (الروس) يأبهون ما اذا كنتي حيّة أم ميّتة ؟ |
Sen onların umurunda değilsin. | Open Subtitles | . إنّهم لا يأبهون مُطلقاً بنا |
Eleanor Nacht'ın o küçük çocuğa yaptığı şeyin cezasını çekip çekmeyeceği, bu tür federallerin umurunda değil. | Open Subtitles | أولئك الأعوان الفدراليون... لا يأبهون سواء كانت (إلينور ناكت) مسؤولة عمّا فعلته بذلك الطفل أم لا |
Erkekler pek umursamaz. | Open Subtitles | الرجال لا يأبهون |
Sen buraya geleli çok olmadı Darren, o yüzden şunu unutma gerçek insanlar indie grupları umursamaz. | Open Subtitles | اسمعني، لم تمكث هنا طويلا بعد (دارين) لذا تذكر هذا، الناس الحقيقون لا يأبهون بهذه الفرق |
umurlarında değilsin. | Open Subtitles | ونحن اصدقاء لكنهم لا يأبهون لأمرك صدقيني |
Burada en çok çocuklar suç işliyor. umurlarında değil. | Open Subtitles | الأطفال هنا هم من يرتكبون معظم الجرائم إنهم لا يأبهون سيهاجمون أي أحد |
Kendilerine hizmet eden insanların verdikleri mücadeleler umurlarında bile değil. | Open Subtitles | انهم لا يأبهون بالصراعات الصغيره لناس الذين يعملون لديهم |
Burada suçların çoğunu çocuklar işler. Hiç umursamazlar. Herkese saldırabilirler. | Open Subtitles | الأطفال هنا هم من يرتكبون معظم الجرائم إنهم لا يأبهون سيهاجمون أي أحد |
Onlar para kazandığı sürece, vergimle kimin ilgilendiğini umursamazlar. | Open Subtitles | وطالما انهم يكسبون المال لا يأبهون من يدفع ضرائبي |
Hiç umursamazlar. Herkese saldırabilirler. evet. | Open Subtitles | الأطفال هنا هم من يرتكبون معظم الجرائم إنهم لا يأبهون سيهاجمون أي أحد |
Seni umursamıyorlar. | Open Subtitles | هم لا يأبهون فقط يتفاخرون |