"يأتون إلى" - Translation from Arabic to Turkish

    • Gel
        
    • gelen
        
    • gelir
        
    • geliyorlar
        
    • gelmez
        
    • gelme
        
    • gelecek
        
    • gelmezler
        
    • geldiklerinde
        
    • gelip
        
    • gelirlerdi
        
    Gel buraya. Open Subtitles يأتون إلى هنا. اسمحوا لي أن الحصول على هذا.
    Buraya Gel buraya Gel onu iptal edelim Open Subtitles يأتون إلى هنا، تعال هنا، تعال هنا. إلغاء ذلك.
    Ali, buraya gelen başka öğrenciler de var, tamam mı? Open Subtitles الي هناك طلاب اخرون يأتون إلى هنا , حسنا ؟
    Gazze'deki işim, Gazze'de olan biteni anlatmak için yurduma gelen gazetecilerin işlerini tertip etmek. TED عملي في غزة هو ترتيب كل شيء للصحفيين الذين يأتون إلى وطني لنيقلوا الأخبار والقصص التي تحدث في غزة.
    "Hırsızlarda kumsala gelir... Eşyalarınızı güvende tutun." Open Subtitles اللصوصُ أيضاً يأتون إلى الشاطئِ إحتفظْ بأغراضك في مكان أمين
    Onlar burayı iskan etmeye gelmiyorlar, ama ellerinden geldiğince sömürmeye geliyorlar. Open Subtitles لا يأتون إلى هنا ليبنوا بل ليدمروا ليأثروا بما يستطيعون لأنفسهم
    Çünkü benim gibiler buraya gelmez, uyuşturucu dilenmez. Open Subtitles لأنّ أمثالي لا يأتون إلى هنا من أجل حفنة من المخدرات
    Gel buraya adamım nasıl hissettiğini biliyorum Open Subtitles يأتون إلى هنا، رجل. قضية أنا أعرف كيف كنت تشعر.
    Kehoe, benimle Gel. Open Subtitles كيهو ، تعال هنا. يأتون إلى هنا.
    Buraya Gel, sana bir şey göstermek istiyorum. Open Subtitles يأتون إلى هنا ، أريد أن أثبت لك شيئا.
    Tamam, Gel bakalım yanıma. Open Subtitles جميع الحق ، يأتون إلى هنا ثانية.
    Mikroplu içme suyu kaynaklarına gelen insanlar buradaki suyu hemen orada içebilir veya ailelerinin kullanımı için taşıyabilirler. TED الناس سوف يأتون إلى تلك الأماكن حيث لديك مياه شرب ملوثة, يحضرونها ثانية إلى الأسرة, و ربما يشربون من تلك المصادر.
    Bu binanın içinde dünyaya yeni gelen çocuklar var ilk duydukları şey sizin olumsuz kavga bağrışmalarınız duydukları ilk ses olmamalı. Open Subtitles هناك اطفال يأتون إلى العالم واصوات الشجار ليست اول شيء يفترض ان يسمعوه
    Buraya gelen ve püsküllü ayakkabıları olan insanların gazeteci olduklarını çok iyi biliriz. Open Subtitles إنها فقط تجربة مررنا بها وهي أن أي أشخاص يأتون إلى هنا بأحذيتهم اللامعة,
    Burası bir restoran, insanlar yemek yemeğe gelir. Open Subtitles هذا مطعم الناس يأتون إلى هنا لتناول الطعام
    Bir sürü arkadaşı buraya gelir. Open Subtitles طالب في الثانوية العديد من أصدقائه يأتون إلى هنا
    Karikatüristler dergiye her hafta geliyorlar. TED رسامو الكرتون يأتون إلى المجلة كل أسبوع.
    - Burası ıssız bir sahil. Kimse gelmez. Open Subtitles الشاطىء مهجور قلة من الناس يأتون إلى هنا
    Vick, sana buraya 2'den önce gelme demiştim. Open Subtitles فيك، قلت لك لا يأتون إلى هنا قبل 02: 00.
    Bu reçel kütükleri yüzünden daha fazla beyaz insan buraya gelecek ve dünyanıza girerek daha fazla ağaç kesecek ondan sonra sizin olan ne varsa hepsini alacak. Open Subtitles بسبب ذلك اللغط، المزيد من الناس البيض سوف يأتون إلى هنا ويدخل هذا العالمية ويقطعون المزيد من الأشجار
    Bu adamlar, adam kaçırmak için bu kadar kuzeye gelmezler. Open Subtitles هولاء الرجال عادة لا يأتون إلى هذا الشمال البعيد لتنفيذ إختطاف
    Hatırlatayım, onlar buraya geldiklerinde yaşlılar. Open Subtitles هل يمكنني أن أذكرك أنهم يكونون مسنيين عندما يأتون إلى هنا
    Buraya gelip ülkenin içine sıçan bir alay... yabancı yüzünden özgürlügümüzü kaybediyoruz. Open Subtitles نخسر حريتنا .. لذا الكثير من الأجانب يأتون إلى هنا محتلين لبلادنا
    Twitter'da tartıştığım insanlar şehirlerinde protestoya geldiysem beni görmek için gelirlerdi. TED كان بعض ممن غردت معهم على تويتر يأتون إلى صف الاعتصام لرؤيتي حينما كنت أتظاهر في مدينتهم.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more