"يأخذ وقتاً" - Translation from Arabic to Turkish

    • zaman alır
        
    • zaman alıyor
        
    • sürmez
        
    • zaman alacak
        
    • zaman alabilir
        
    • sürer
        
    • sürüyor
        
    Aşk, aynen diğer güzel ve doğru şeyler gibidir. Büyümesi, gelişmesi zaman alır. Open Subtitles الحب ، يجعل كل شيء جيد و صادق و يأخذ وقتاً حتي يتفتح و يزهر
    Birinin eşi yaralandığında ya da öldürüldüğünde mantıklı davranması zaman alır. Open Subtitles عندما يُقتل أو يُجرح شخص عزيز التفكير العقلاني يأخذ وقتاً
    Fonetik eşleme programı kullanabilirim. Ama biraz zaman alır. Open Subtitles قد أبحث في برنامج مطابقة لفظي لكنه سوف يأخذ وقتاً
    Harika gidiyorsun. Bu biraz zaman alıyor biliyorum, ama neredeyse bitti. Open Subtitles أنتِ تبلين حسناً, أعلم أنه يأخذ وقتاً لكننا أوشكنا على الإنتهاء.
    Sana bir şey göstermek istiyorum. Fazla uzun sürmez. Open Subtitles أريدك فقط أن ترى شيئاً لن يأخذ وقتاً طويلاً
    Ölü bir avukat ve 200 tanık... biraz zaman alacak. Open Subtitles المحامي الميت و 200 شاهد سوف يأخذ وقتاً
    Biraz zaman alabilir. Olağanüstü, çok etkilendim. Open Subtitles . كان يمكنه أن يأخذ وقتاً طويلاً - . إنه رائع , إننى معجبة به -
    Bir gösteri üzerine çalışıyorum. Böyle şeyler zaman alır, biliyorsun. Open Subtitles إنني أرتب أموري تعلمين أن ذلك يأخذ وقتاً
    Hızla hareket etme, bir evin nasıl işlediğini öğrenmek zaman alır. Open Subtitles لا تفعلي شيئاً بسرعة كبيرة، إنهُ يأخذ وقتاً لمعرفة كيف يُدار البيت
    İyileşeceksin, bu tarz şeyler zaman alır. Open Subtitles ستصبحين أفضل إنه يأخذ وقتاً قصيراً
    Bilirsin ki esinlenmek zaman alır. Open Subtitles ذلك الإلهام يأخذ وقتاً أنتِ تعرفين ذلك
    Belki ama bu zaman alır bir de depozito gerek. Open Subtitles ربما, ولكنه يأخذ وقتاً ووديعه ماليه
    Thorazine'in etkisinin geçmesi zaman alır. Open Subtitles ثورازين" يأخذ وقتاً" ليزول مفعوله
    Aşırı dozdan ölmek zaman alır. Janine'in vakti yoktu. Open Subtitles القتل بالجرعة الزائدة يأخذ وقتاً ( وهو ما لم يكن في صالح ( جنين
    Emily, doğruyu bulmam biraz zaman alıyor. Open Subtitles إيميلي ، هذا ربما يجب أن يأخذ وقتاً حتى تفهميه جيداً
    Aslına bakarsan oldukça zaman alıyor. Open Subtitles في الواقع، ومن خلال الممارسة العملية هذا يأخذ وقتاً طويلاً.
    O osurma şeyine alışması biraz zaman alıyor. Open Subtitles اجل ، موضوع الريح يأخذ وقتاً للتعوّد عليه
    FBI, sana sorularım var. Fazla sürmez. Open Subtitles اف.بي.اي. لدي فقط بعض الأسئلة لك هذا لن يأخذ وقتاً
    - onlar olmayacak çünkü. - Uzun sürmez. Ve değişikliği yapmak için hazır olduğunuzda karar vermek size kalmış olacaktır. Open Subtitles لكن لا يجب أن يأخذ وقتاً طويلاً و بعدها سيكون الأمر بأيديكم لتقرروا متى تكونوا جاهزون للقيام بالتغيير
    Ayılman biraz zaman alacak. Open Subtitles إن الدوار يأخذ وقتاً حتى يزول
    Biraz zaman alabilir. Bilgilendirme yaparım. Open Subtitles ربما يأخذ وقتاً , سأبلغك بالتطورات
    Üzgünüm. İyi montajlar uzun sürer. Open Subtitles آسف و لكن التعديل الجيد يأخذ وقتاً طويلاً
    Galiba bazılarımız için bu uzun sürüyor. Open Subtitles أعتقد أنه لبقية البشر هذا يأخذ وقتاً أطول

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more