Kendini kontrol etmeyi öğren Doktor. İşini etkiliyor. Hiç profesyonelce değil. | Open Subtitles | لابد أن تتعلمى التحكم فى نفسكِ يادكتورة فهو يؤثر على تقييمكِ |
Kendini kontrol etmeyi öğren Doktor. İşini etkiliyor. Hiç profesyonelce değil. | Open Subtitles | لابد أن تتعلمى التحكم فى نفسكِ يادكتورة فهو يؤثر على تقييمكِ |
Ve Amerikan şirketlerinden, hisse senedi fiyatlarını... etkileyecek kadar büyük hisseler alabiliyorlar. | Open Subtitles | يستطيعون شراء حصص ضخمة من الشركات الأمريكية وذلك يؤثر على سعر السهم |
Dave, 4 aylık uzaklaştırma. Bursunu etkilemez. | Open Subtitles | ديفيد، إنه حرمان لأربعه أشهر فقط إنه لن يؤثر على منحتك |
Zayıf, insan tarafının karar verme yeteneğini etkilemesine izin verdin. | Open Subtitles | لقد تركت جانبك البشري يؤثر على قراراتك الصائبة |
Genetik, yaş, beslenme, hastalık ve hatta gebelik, vücudun ilacı işleme verimliliğini etkiler. | TED | الجينات، العمر، التغذية، الأمراض، وحتى الحمل يؤثر على كفاءة الجسم بالتعامل مع الدواء. |
Küçük bir güvenlik sorunumuz var da. Endişelenme, filmi etkilemeyecek. | Open Subtitles | لدينا مشكلة في الأمن لا تقلق، لن يؤثر على الفيلم |
Belki de beynin kimyasını etkileyen bir çeşit toksin ya da zehir salgılıyordur. | Open Subtitles | ربما قام بحقن سم نوع ما من السم الذى يؤثر على كيمياء المخ |
Çoğu gelişen ülkede tercih edilen bir ilaç aslında, çünkü nefes alışı etkilemiyor. | TED | في الواقع، هو العقار المفضّل في الكثير من الدول النامية، لأنه لا يؤثر على التنفس. |
Ve bu değişim yazın ve kışın Dünya'ya düşen güneş ışığı miktarını da etkiliyor, bu da iklimi etkiliyor, değişmesini sağlıyor. | Open Subtitles | وهذا يؤثر على كمية أشعة الشمس التي تسقط على الأرض في الصيف والشتاء، وهذا له تأثير على المناخ، فإنه يجعله يختلف. |
Bu durum kamu çalışmalarını ulaşım sistemlerini ve küresel veritabanlarını etkiliyor. | Open Subtitles | ما يؤثر على الأعمال العامة، نظم النقل .و قواعد البيانات العالمية |
Yine de bu, en çok hastaları etkiliyor ve bu siz de olabilirdiniz, ben de. | TED | لكن الأهم من ذلك كله، فهذا يؤثر على المرضى، والذي قد يكون أنت أو أنا. |
Bir FOXO, bu küçük yuvarlak solucanlarda bulunan, ... ... yaşamamızı etkileyecek bir proteindir, ... ... ve işte burada insanların yaşamını etkiler. | TED | فوكسو هو بروتين وجدنا في تلك الدودة المنحنية ليؤثر على العمر وهُنا هو يؤثر على عمر البشر |
Eğer başkalarını da etkileyecek bir şey yapıyorsam, bu yöntem ile bu "şey"in toplulukta yayılmasıyla ilgili erken uyarı ya da erken belirleme sağlayabiliriz. | TED | إذا كنت ميالاً لفعل شيء يؤثر على الآخرين المحيطين بي هذا الأسلوب قد يكون تحذير مبكر ، أو كشف مبكر حول التبني داخل السكان |
Emlak fiyatlarını etkileyecek bir şey değil, değil mi? | Open Subtitles | انه شيء لن يؤثر على قيمة الاملاك ، اليس كذلك؟ |
Dr. Solomon umarım bu mezuniyetimi etkilemez ama bir fikrim var. | Open Subtitles | د سوليمون انا اتمنى ان هذا لا يؤثر على درجاتى و لكن انا عندى اعتقاد |
Ve ben de geçen seneki pozisyonundaki düşüşünün başkan yardımcısı olursan görevini etkilemesine izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | و لنّ أدع هبوطكِ الوظيفيّ منالعامالسابق.. يؤثر على العمل الّذي أؤديه لكِ لو أصبحتَ نائب المدير. |
Ama bu otoriter fikirler eninde sonunda palazlanıp vatandaşları da etkiler. | TED | ولكن بالنهاية، هذا النظام الإستبدادي سيتفاقم و يؤثر على المواطنين أيضاً. |
Evet, ama hafta sonunda, o yüzden sınavları etkilemeyecek. | Open Subtitles | نعم , لكن خلال عطلة الأسبوع لذا لن يؤثر على أي جدول أمتحاني |
Ve şaşırtıcı bir biçimde özellikle ağrılı sinirleri etkileyen şeker hastalığı olan kişilerde kalp krizi sessiz gerçekleşir. | TED | وبشكل مفاجئ لدى الكثير، خصوصاً مرضى السكري، الذي يؤثر على الأعصاب التي تنقل الألم، قد تبدو النوبة القلبية صامتة. |
ama bu tümör gelişmesini etkilemiyor. Böylece kan serumundan biraz aldık, UCLA'ya yolladık, | TED | ولم يؤثر على نمو الورم. لذلك, قمنا بأخذ عينات دم, وارسلناها إلى UCLA |
Christine Phillips hakkındaki bir şey annemin konuşmasını nasıl etkileyebilir? | Open Subtitles | لماذا اي شي عن كريستين فيليبس يؤثر على خطابك امي؟ |
Ve en güzel yanıysa, günde sadece 10 dakika gibi bir vakit gerektirmesine rağmen, bütün hayatımıza etki etmesi. | TED | ويكمن الجمال في تلك التقنية أنها تحتاج فقط حوالي 10 دقائق يوميا، و إستخدامها يؤثر على حياتنا بصورة تامة |
Özellikle, insanların adaletsizce davranıldıklarındaki tepkilerine serotoninin nasıl etkileyeceğini bilmek istedik. | TED | تحديداً، أردنا أن نعلم كيف لسيروتونين يمكن أن يؤثر على الطريقة التي يتصرف بها الناس حين يتم معاملتهم بطريقة غير عادلة |
Diğer insanları nasıl etkilediğini bilmiyorduk. Buradaki insanlar iyi insanlar. | Open Subtitles | كم كان سلوكنا يؤثر على الآخرين هؤلاء الجيرن لطفاء جداً |
Ve,yerleşik çevremizi yönetme şeklimiz... ...gün be gün,sağlığı ve insanların refahını etkilemektedir. | TED | وكيف ندير بيئتنا المضمنة يؤثر على صحة ورفاه الناس كل يوم. |
Egeria hakkındaki gerçeklerin ortaya çıkmasının tretonin konusundaki çalışmalarımızı etkilemesi imkansız. | Open Subtitles | الكشف عن وجود إيجيريا لا مجال أن يؤثر على تحليلنا "للتريتونين"ِ |
- Gögüs ameliyatından kaçınmanın senin doğurganlığına bir etkisi olmayacak, bir çok kadın çocuk sahibi olana kadar yumurtalıklarını aldırmayı erteliyor. | Open Subtitles | لن يؤثر على خصوبتك لكن الكثير من النساء يأجلون إزالة مبايضهم إلى ما بعد حصولهم على أطفال |