"يؤذيه" - Translation from Arabic to Turkish

    • zarar
        
    • canını
        
    • üzecek
        
    • incitmemeli
        
    • incitmesine
        
    • incitemezde
        
    Eğer senin oğlun, ona zarar verebilecek birilerinin yanında olsaydı böyle bir şey olmaması için her şeyi yapmaz mıydın? Open Subtitles لو كان ابنك الصغير هو من بالخارج مع شخص يمكن أن يؤذيه ألن تفعل أي شئ لتحرص ألا يحدث ذلك؟
    O kadar mutluydu ki, ona hiçbir şeyin zarar veremeyeceğini söylerdi. Open Subtitles لقد كان سعيداً جداً، قال أن لا شيء يُمكن أن يؤذيه
    Elimde olmayan şeyler için söz veremem ama onun zarar görmesine izin vermeyeceğim! Open Subtitles لايمكننيأن أعدكبشيءخارج سيطرتي، ولكني لن أسمح لأحد بأن يؤذيه
    Mirella, canını yakıyor. Open Subtitles إنهم يتجادلون ، بصوت عالي قليلًا لكنهم رجال إنه يؤذيه
    Ben M.J.'i severim. Onu üzecek bir şeyi asla yapmam. Open Subtitles أحب "إم جاي" ما كنت لأفعل شيئاً يؤذيه أبداً
    Jack'e, ona kimsenin zarar vermeyeceğine söz verdim. Bu sözümden dönmeyeceğim. Open Subtitles لقد وعدت جاك ألا أسمح لأى شخص أن يؤذيه ، ولن أخلف ذلك الوعد
    Jack'e, ona kimsenin zarar vermeyeceğine söz verdim. Bu sözümden dönmeyeceğim. Open Subtitles لقد وعدت جاك ألا أسمح لأي شخص أن يؤذيه ، ولن أخلف ذلك الوعد
    Ona zarar vermek isteyecek birinin olduğuna inanamıyorum. Open Subtitles لا أستطيع أن أتخيل لمَ قد يريد أي أحد أن يؤذيه
    Birkaç soru sormaktan zarar gelmez. Open Subtitles يجب علينا الذهاب و التحدث مع الرجل لن يؤذيه أن نسأله بعض الأسئلة
    Onu doğrudan, gerçekten uzak tutmanın, ona zarar verdiğini düşünüyorum. Open Subtitles وأعتقد أن حمايته من الحقيقة، مما هو حقيقي، يؤذيه في آخر المطاف.
    Öylesine tatlı, yaşlı bir adamdı ki ona zarar verecekleri bir sebep yok zaten. Open Subtitles وقد كان رجلاً عطوفاً كريماً لا يمكن لاحد أن يؤذيه علي كل حال
    Daha önce görmediğim bir şey. Ona zarar vermiyor ama kanından da gitmiyor. Open Subtitles شيئاً لم ارى مثله من قبل إنه لا يؤذيه الآن، لكن لا يختفي ايضاً
    Duyduklarıma göre tüm bildiğim, o soruları çözmediğinde birisinin ona zarar vermesinden endişeleniyor olması. Open Subtitles كلماأعرفههوماسمعت، وكان قلقاً من شخصٌ ما قد يؤذيه إذالمتحلهذه المشاكل.
    Ama asıl merak ettiğim, Henry ne yazıyordu da birileri ona böylesine zarar vermek istiyor? Open Subtitles السؤال الاكبر هو ما الذي من الممكن ان هنري الذي يحاول الكتابة عنه يحعل من شخص ما ان يؤذيه
    Boyd'un benden vaizin kız kardeşinin üzerine gitmemi istemesinden sonra senin Boyd'a ciddi derecede zarar verebilecek bir şeyler bildiğini anladım. Open Subtitles لقد جعلني أضغط على شقيقة اللمبشر ربما تعرفين شيئاً يؤذيه بشدة
    Hiç bir zaman, hem de hiçbir zaman hiçbir şeyin veya hiç kimsenin ona zarar vermesine izin vermeyeceğimin kanıtı. Open Subtitles إثبات على أنني لن أدع اي شيء او أي أحد يؤذيه على الإطلاق
    On beş yaşında bir çocuğun ailesinden ayrı yaşaması, duygusal olarak ona zarar vermez mi sizce? Open Subtitles و عيشه بعيداً عن والديه بعمر 15 عاماً ألا تعتقدين أنّه يؤذيه , عاطفيّاً ؟
    Ani baskın yapmak, yukarıdan birşeyler beklemek onun canını yakmayacaktır. Open Subtitles لن يؤذيه هذا إلا لو تلقى ضربة ساحقة
    Onu üzecek birşey yapamam. Open Subtitles لا أستطيع فعل شيء يؤذيه
    Deke ile tanışmadan evvel yaptığım hiçbir şey onu incitmemeli. Open Subtitles ولا شيء فعلته قبل ان قابلت "ديك" يجدر ان يؤذيه
    Onu incitmezlerdi, ya da başkasının incitmesine izin vermezlerdi. Open Subtitles وما كانوا ليؤذوه. أو يسمحون لأحدٍ آخر أن يؤذيه.
    Evet en azından bilmediği şey onu incitemezde. Open Subtitles أجل، ما لا يعرفه لن يؤذيه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more