"يبحث عنه" - Translation from Arabic to Turkish

    • arıyor
        
    • aradığını
        
    • peşinde
        
    • onu arayan
        
    • onu aramaya
        
    • aradığı
        
    • arıyordu
        
    • istediği
        
    • arıyormuş
        
    • onu aramıyor
        
    • arıyorsa
        
    • onu aradığına
        
    - Hayır, İngiliz. Bir kaç hafta saklanması gerekiyor. Suçlu değil ama polis onu arıyor. Open Subtitles يجب ان يختبئ لفترة, انه ليس مذنبا, ولكن البوليس يبحث عنه
    Eyaletteki her polis, onu arıyor. Er yada geç bulurlar. Open Subtitles كل شرطي في الولاية يبحث عنه سيعثرون عليه
    Ama hafızanız yerine gelirse, eski bir dostunun onu aradığını söyleyin tamam mı? Open Subtitles لكن إن أستعدتم ذاكرتكم أخبروه أن صديق قديم يبحث عنه ، حسناً ؟
    Ama hafızanız yerine gelirse, eski bir dostunun onu aradığını söyleyin tamam mı? Open Subtitles لكن إن أستعدتم ذاكرتكم أخبروه أن صديق قديم يبحث عنه ، حسناً ؟
    Eğer hayattaysa, peşinde kötü insanlar var. Gelecekleri ilk yer burası olabilir. Open Subtitles لو كان كذلك , فقد يبحث عنه البعض وأول ما يبحثون هنا
    Kayıp ilanı varsa, onu arayan birileri de vardır. Open Subtitles ..إن كان هناك تقرير عن شخص مفقود فلا بد أن أحدهم يبحث عنه
    Ya aceleyle çıkmış evden ya da başka biri onu aramaya gelmiş. Open Subtitles حسنا، أما أنه خرج من هنا في عجلة من أمره، أو ان شخص ما جاء الى هنا يبحث عنه
    Hâlâ arıyor,... ama uçak inmeden bulacak diye bir garanti yok. Open Subtitles لازال يبحث عنه ولكن ما من ضمان من أن يعثر عليه قبل هبوط الطائرة
    Bu arada, Kyle bizimle otururken, katil de onu arıyor olabilir. Open Subtitles في هذه الأثناء هو يعيش هنا معنا و هناك مجرم ربما يكون يبحث عنه
    Babası şafaktan beri onu arıyor. Onu burada bulmasına izin veremem. Open Subtitles إنه والده يبحث عنه من وقتها ولن أدعه يجده هنا
    Öyle de olabilir ya da onların aradığı şey her neyse, onlarda arıyor. Open Subtitles أو أنهم يبحون هنا مهما ما كان يبحث عنه هو
    Ve soldan başlayıp sağa doğru ilerleryerek aradığını hızlıca bulabildiğini fark etti. TED وأيقن بأنه قادر على ايجاد ما يبحث عنه بسرعة ببدء البحث من الجهة اليسرى من الصندوق إلى غاية اليمين.
    Sizi orman tepe örtüsüne bir geziye götürmek, tepe örtüsü araştırmacılarının neler aradığını, ve bilim dünyası dışında, insanlarla nasıl iletişim kurduklarını paylaşmak isterim. TED أود أن أخذكم جميعا في رحلة للوصول إلى مظلة الغابات، وأطلعكم على ما يبحث عنه الباحثين وأيضا كيف انهم يتواصلون مع الآخرين خارج العلم.
    Efendim, Mulder'ın aradığını bulmuş olmasından korkuyorum. Open Subtitles السيد، أنا مجرّد خائف الذي مولدر لربما وجد ما هو يبحث عنه.
    Haritayı ve balıkçılarımızın peşinde olduğu şeyi açıklıyor; batık hazine. Open Subtitles هذا يفسر الخريطة وما كان يبحث عنه الصيادون الكنز الغارق
    O bir beyin cerrahı; onu arayan herkes işlerinin çok önemli olduğunu düşünüyor. Open Subtitles إنه جراح دماغ. والجميع يبحث عنه ويظنون أن الأمر مهم جدا.
    Yeni gelen peder intihar etti çünkü başka bir adam onu aramaya gelmişti. Open Subtitles القس الجديد قتل نفسه لان هناك رجل جاء يبحث عنه
    Herkesin aradığı şeyi buldunuz: korku dolu, hastalıklı bir dünyada güçlü olmak. Open Subtitles لقد عرفتكم كلكم ما يبحث عنه الآخرين القوة في عالم خائف ومدمر
    Yıllardır saplantılı bir şekilde onu arıyordu, tıpkı diğerleri gibi. Open Subtitles كان يبحث عنه منذ سنين، مهووس، كهؤلاء الآخرين
    Normal bir yaşam için başka bir şans. Bu onun hep istediği şeydi. Open Subtitles فرصة لحياة طبيعية إنها دائماً ما كان يبحث عنه
    Bakalım Cal Tate'in katili ne arıyormuş. Open Subtitles لنرى ما الذي كان قاتل كال تيت يبحث عنه
    Durmadan kaçıp onu aramıyor muydun? Open Subtitles ألست أنت من يجري و يبحث عنه دائماً؟
    Ölmekten korktuğunu itiraf etmek zorunda kalmadan kurtulmanın bir yolunu arıyorsa, işe yarayabilir. Open Subtitles ربما إن كان ما يبحث عنه مهرباَ فلا يتطلب منه اعترافاَ بخشيته من الموت
    Peter'ın onu aradığına eminim. Open Subtitles (أنا متأكدة من أن (بيتر يبحث عنه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more