Özel hayatı yok gibi görünüyor ama zaman zaman ortadan kayboluyor. | Open Subtitles | يبدو أنه ليس لديه حياة خاصة و مع ذلك فاٍنه يختفي من وقت لآخر |
Şaşırtıcı ama gördüğüm kadarıyla, iç organlarında ciddi bir hasar yok gibi görünüyor. | Open Subtitles | يثير الدهشة، ما أستطيع رؤيته، يبدو أنه ليس هناك أضرار جسيمة في الأعضاء الداخلية. |
Başka seçeneğim yok gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أنه ليس لى خيار ثان |
Evet, onları mağlup edip tacıma el uzatan bu Fransız pisliklerine haddini bildirmekten başka bir seçeneğim yokmuş gibi görünüyor. | Open Subtitles | لذا, يبدو أنه ليس لدي خيار سوى الركوع في الهزيمة لذلك الوخز الفرنسي المتفاخر |
Gene başka çarem yokmuş gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أنه ليس لدى خياراً هذة المرة أيضاً |
Bu konuda hiç seçeneğimiz yok gibi gözüküyor. | Open Subtitles | لذا يبدو أنه ليس لدينا أي خيارفيهذهالمسألة. |
Burası Kobra'nın hangarıysa, şu an burada yok gibi görünüyor | Open Subtitles | حسناً , إن كان هذا هو مستودع (كوبرا) , علما يبدو أنه ليس موجوداً هنا |
Başka seçenek yok gibi gözüküyor. | Open Subtitles | يبدو أنه ليس هناك أي خيار آخر |