"يبدو أنّها" - Translation from Arabic to Turkish

• Görünüşe göre
• gibi görünüyor
• benziyor
• Anlaşılan
• Görünen o ki
• görünmüyor
• görünüyor ki
• görünüyorlar

İçinde değil, altında. Görünüşe göre bütün Smithsonian'ın altını kapsıyor.
ليس داخلها، بل تحتها، يبدو أنّها أسفل المتحف السميثسوني بالكامل.

Görünüşe göre tesisteyken 2 kişiyi öldürmüş. Bir hemşire ile gardiyanı.
يبدو أنّها قتلت إثنين حينما كانت في دار الرعاية، مُمرّضة وحارس.

Görünüşe göre Eskiler'in kolonileştirdiği her gezegen burada gösterilmiş.
يبدو أنّها جميع الكواكب التي استوطنها القدماء

Suyun akıp gitmesi çarpıcı ve karmaşık olmasına rağmen başka bir sürecin belirtileri gibi görünüyor.
كلاّ، الافرازات المائية، مع أنّها بطريقة مثيرة وفوضوية، يبدو أنّها من أعراض عملية أخرى.

O konuda bilgim yok, ama kendi başına gayet iyi idare ediyor gibi görünüyor.
لاأعلمبشأنذلك . يبدو أنّها تتدبر أمورها جيّداً

Mutlaka oraya gelmeliyim. Harika bir yere benziyor.
ربـّاه ، تعيّن عليّ زيارة تلكَ البلدة، يبدو أنّها رائعة.

Anlaşılan çimden önce döşenen başka şeyler var.
يبدو أنّها حصلت على التوقيع قبل الفعل يا صاح

Görünüşe göre güneşleniyormuş, geleni hiç görememiş.
يبدو أنّها كانت تشمّس نفسها ولم تتوّقع حدوث ذلك قط

Görünüşe göre dün gece hastayla birlikteymiş.
يبدو أنّها كانت مع المريضة الليلةَ الماضية

Görünüşe göre uygulanan bazı bilimsel testler fiziksel fenomeni ispat ediyor.
والفحوصاتُ العلميّةُ التي يبدو أنّها تثبتُ وجود ظواهر نفسيّة، هي الفيصل في هذا

Görünüşe göre dün gece öldürülüp setteki dolaba tıkılmış.
يبدو أنّها قتلت الليلة الماضية، ووضعت في خزانة بموقع التصوير

Görünüşe göre, ortalığı karıştırıp parçaları toplamayı da sana bırakmış.
يبدو أنّها خلقت فوضى كبيرة .وتركتكِ لتلتقطي الأشلاء

Görünüşe göre öldürülüp, şu kapsülün içine gizlenmiş.
يبدو أنّها قتلت ومن ثمّ تمّ تخبأتها بتلك الحُجيرة.

Üç kurşun yarası var. Otomatik silah olabilir gibi görünüyor. İkinci kurbanımız göğsüne iki kurşun yemiş.
هنالك ثقبان جراء عيّار ناري يبدو أنّها من سلاحٍ تلقائي، و تلقى الضحيّة طلقتين بالصدر

Birçok çizik ve anormallik buldum ama hiçbirinin ölümle ilgisi yok gibi görünüyor.
لقد لاحظتُ كشوطاً وشذوذاً مُختلفة، لكن لا يبدو أنّها مُتصلة بمقتله.

Sana vuran çocuk. Ona karşı bir şeyler hissediyor gibi görünüyor.
الفتي الذي ضربك، يبدو أنّها تحمل عاطفة تجاهه

İnsan dünyasında 120 kiloluklarla çalışmış gibi görünüyor.
يبدو أنّها تعمل بكفاءة مع الذين يزنون 800 باوند في عالم الإنسان.

Olay Yeri İnceleme Ekibi ipucu araştırıyor ama profesyonel bir iş gibi görünüyor.
المُحللون الجنائيّون يفحصونها بحثاً عن أدلّة، لكن يبدو أنّها عمليّة رفيعة المُستوى.

Kaçırılıp öldürülmüşe benziyor. Dün gece geç saatlerde cesedi buraya bırakılmış.
يبدو أنّها خُطفت وقتلت، ورميت جثتها هنا بوقتٍ مُتأخّر من الليلة الماضية.

Anlaşılan bu kol, bütün palet kilitlerini açıyor.
يبدو أنّها الذراع. إنّها تفتح كلّ المنصات.

Görünen o ki ticaretini korumak için her şeyi yapabilir bu kadın.
يبدو أنّها تفعل أي شيء لحماية أعمالها التجارية حتى القتل

Pek toz alıyor gibi görünmüyor. Ev berbat halde.
يبدو أنّها لا تنظف شيئاً المكان يعجّ بالفوضى

Öyle görünüyor ki, yeniden ölüyor. Böyle bir şeyi kim yapar ki?
يبدو أنّها تموت من جديد، من ذا الذي يفعل هذا؟

Dalgalar büyüyor gibi her dakika daha da güçleniyor gibi görünüyorlar.
موجات الكهرباء تلك يبدو أنّها تزداد حدّة و قوّة بمرور الوقت