Görünüşe göre, biri içeriden kapıyı kırmış sonra da yerine takmaya çalışmış. | Open Subtitles | يبدو أن أحدهم حطم الباب من الداخل ثم حمله وحاول وضعه من جديد |
Görünüşe göre biri Goldilocks'un yatağında uyumuş. | Open Subtitles | يبدو أن أحدهم ينام في سرير الفتاة الشقراء |
Görünüşe göre birileri atış talimi yapıyormuş. | Open Subtitles | واو، دعني أري هذا يبدو أن أحدهم كان يقوم بالتدرب على التصويب |
Görünüşe göre, birileri onu 3. derece yanıklarla ısıtmaya çalışmış. | Open Subtitles | يبدو أن أحدهم حاول أن يساعده بالبقاء دافئاً، ببضعة حروق من الدرجة الثالثة |
Anlaşılan biri bizi bile bile engelliyor. Ya da bir hata olmuştur. | Open Subtitles | يبدو أن أحدهم يحاول بجدية أن يمنعنا - أو مشـكلة فنية - |
Sanırım birileri kendilerine ait olmayan bir şey çalacak. | Open Subtitles | على ما يبدو أن أحدهم يخطط لأخذ |
Sanırım biri ziyaret edip duruyor, çünkü etrafı çok düzenli. | Open Subtitles | لكن يبدو أن أحدهم يزور القبر لأنه يبدو نظيف ومرتب |
Anlaşılan birisi dün onu gördüğüne memnun olmamış. | Open Subtitles | يبدو أن أحدهم ليس مسروراً لرؤيتها البارحة |
Görünüşe bakılırsa birileri "Orwell sizi izliyor" bloğunu okuyormuş. | Open Subtitles | يبدو أن أحدهم كان يقرأ مدونة "أورويل) تراقب)" |
Görünüşe göre biri spor yapmayı aksatmış bikini ağdasını aksatmak kadar önemli değil. | Open Subtitles | يبدو أن أحدهم كان يتغيب عن النادي الرياضي. |
...Görünüşe göre biri kendinden yaşça büyük ağabeylerinin yardımına muhtaç. | Open Subtitles | يبدو أن أحدهم يحتاج أخوته الكبار ليتشاجروا لأجله ، أليس كذلك؟ |
Bir grup düştün. Görünüşe göre biri artık yedek kulübünde oturmayacak. | Open Subtitles | نزلت إلى فئة الوزن الأقل ، يبدو أن أحدهم لن يجلس على مقعد الإحتياط |
Görünüşe göre biri senden hoşlanıyor. | Open Subtitles | يبدو أن أحدهم ينظر إليكِ هذا جذّاب |
Görünüşe göre birileri gerçekten Kayıp Kutusunda köşeyi dönmüş. | Open Subtitles | يبدو أن أحدهم له ثروة في صندوق المفقودات |
Ayrıca Görünüşe göre birileri de ona okuma yazma öğretmiş! | Open Subtitles | لا، لا يمكن أنّ يكون هذا حقيقي على ما يبدو أن أحدهم كان يعلمها القراءة والكتابة |
Görünüşe göre birileri arka bahçede çalışmak zorunda kalacak. | Open Subtitles | يبدو أن أحدهم سيتعين عليه القيام ببعض... |
Seni bir basamak indirmek isterim... ama Anlaşılan biri seni buna inandırmış. | Open Subtitles | ، أتعلم، أود إنني أضع حد لغرورك لكن يبدو أن أحدهم سوف يسبقني لفعل ذلك. |
Anlaşılan biri dün gece güzel bir uyku çekmiş. | Open Subtitles | يبدو أن أحدهم نام جيدا ليلة البارحة |
Sanırım birileri bıraktığım ekmek kırıntısını buldu. | Open Subtitles | يبدو أن أحدهم قد وجد الطُعم الذي وضعته |
Sanırım birileri çok kötü bir gün geçiriyor. | Open Subtitles | يبدو أن أحدهم يعاني يومًا سيّئًا جدًّا. |
Sanırım biri bizi seviyor. - Evet, öyle. - Evet. | Open Subtitles | يبدو أن أحدهم يحبنا ، إنه كذلك |
Anlaşılan birisi şehirden kaçmayı düşünüyormuş. | Open Subtitles | يبدو أن أحدهم يفكر بالهرب من المدينة |
Görünüşe bakılırsa birileri etmiş. | Open Subtitles | يبدو أن أحدهم مانع |
Görünüşe göre birisi temizleyiciye gitmeyi unutmuş. | Open Subtitles | يبدو أن أحدهم نسى أن يذهب لمغسلة الثياب. |
- Gerçekten mi? Görünüşe göre, birilerinin programı işlerine burnunu soktukları için bozulmayacaktı. | Open Subtitles | يبدو أن أحدهم لم يعمل حساباً للمتطفلين |