Kasabadaki herkes onu bu delilikten vazgeçmesi için ikna etmeye çalışıyor, kütüphanesindeki göze çarpan kitapların bazılarını yakacak kadar ileri gidiyorlar. | TED | حاول كل الناس في قريته أن يقنعوه بأن يتخلى عن هوسه، حتى وصل بهم الأمر أن أحرقوا بعض الكتب المؤثرة من مكتبته الخاصة. |
Karısını terk etmeyeceği için mi işi bırakıyorsun? | Open Subtitles | سوف تتركين العمل فقط لأنه لم يتخلى عن زوجته؟ |
Ama kendi tutkularından vazgeçip dünyanın geri kalanına odaklanmazsa, binlerce hayat tehlikeye girecek. | Open Subtitles | لكن حتى يتخلى عن رغباته الخاصة ويركز على بقية العالم حياة الآلاف على المحك |
Köpekler avdan vazgeçen sahiplerine sırtlarını dönerler! | Open Subtitles | بكل تأكيد لكن الكلاب ستتخلى عن سيدها الذي يتخلى عن طريدته |
Fakat istilacının, onun kontrolünü bırakıp bırakamayacağı sorusu orada duruyor. | TED | ولكن يبقى السؤال ما إذا كان المحتل قادرا على أن يتخلى عن سطوته |
Hayatının geri kalanı boyunca hizmet edebilecekken iki dönem sonunda başkanlığı bırakmak... | Open Subtitles | لا يتخلى عن الرئاسة إلا بعد ولايتين يريد أن يخدم لبقية حياته |
Albay bu işin peşini bırakmaz. Muhakkak tahkikat açacaktır. | Open Subtitles | العقيد لن يتخلى عن هذا الأمر كله وسيقوم بالتحقيق بالطبع |
Hiç kimse iyi bir sebebi olmadan pizza ve çörekten vazgeçmez. | Open Subtitles | لا أحد يتخلى عن البيتزا والفطائر بدون سبب وجيه |
Jordan'ın Başkanı olarak onu planından vazgeçmeye zorlamalısın. | Open Subtitles | كرئيس جوردان... يجب ان تجبره بأن يتخلى عن خطته. |
Aklı başında olan hiçbir erkek Ingrıd Bergman'ı bırakmazdı. | Open Subtitles | " لا أحد بعقل سليم يتخلى عن " إينجرين بيرمان |
Sadece diyorum ki birisine para için çocuğundan vazgeçmesini söylemek çok fazla para bile olsa... | Open Subtitles | أنا فقط أقول أن الطلب من شخصٍ ما أن يتخلى عن ابنه لأجل المال |
Gruptaki hiç kimse arkada bırakılmaz. | Open Subtitles | لا أحد يتخلى عن أحدٍ من الجمـاعة. |
İnsanın Tanrı için her şeyden vazgeçmesi gerektiği yazan bir kitap var mı? | Open Subtitles | هل هو مكتوب في أي كتاب أنه ينبغي على المرء أن يتخلى عن كل شيء لـ اجل الله؟ |
Böyle belalı bir insanla uğraşmaktansa, aşkından vazgeçmesi en doğrusu. | Open Subtitles | أعتقد أنه من الأفضل أن يتخلى عن هذا . الحب بدلاً من الإحتكاك مع شخص من هذا القبيل |
Sadece karısını terk etmeyeceği için değil, bir sürü nedeni var. | Open Subtitles | لا,ليس فقط لأنه لم يتخلى عن زوجته. تركت العمل لأسباب عديدة. كان يتوجب عليّ فعل هذا. |
Yarım kalan bir iş yüzünden ruhu bedenini terk etmiyor olmalı. | Open Subtitles | لا بد أنّه شخص يرغب بعدم إنّهاء أجله إنّه لا يتخلى عن روحه |
Atomu, bütün tasvirlerinden vazgeçip sadece matematik kullanarak açıklamaya karar verdi. | Open Subtitles | لذا فقد قرر أن يتخلى عن كل التصورات لها و أن يصفها باستخدام الرياضيات البحتة وحدها |
Bir adamın seninle geçireceği ateşli bir hafta sonu konferansından vazgeçip havaalanına arkadaşını almaya gitmesine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أن أي رجل قد يتخلى عن عطلة نهاية أسبوع قذرة لإجتماع طوارىء معك لقد ذهب ليحضر صديقه من المطار |
Kızımı, hayallerinden çabucak vazgeçen bir erkeğe niye vereyim? | Open Subtitles | لم تظنني أترك ابنتي لرجل يتخلى عن أحلامه بسهولة؟ |
Eğer evlenmek takım çalışmasıysa, neden her şeyden vazgeçen hep sensin? | Open Subtitles | اذا ارتبطت ستتعرض للمزيد من الجهد لماذا تكون أنت من يتخلى عن كل شئ ؟ |
Bir baba tamamen normal kızını bırakıp yeni bir aileye kucak açamaz. | Open Subtitles | الأب لا يمكنه أن يتخلى عن ابنته المثالية جداً أن يستبدلها بعائلة جديدة |
Bir Jinyiwei için bırakmak diye bir şey yoktur. | Open Subtitles | "ولا يوجد أحد يتخلى عن العيش في " جينيوي |
Bana kalırsa aklı olan hiçbir zenci böyle bir kediyi başıboş bırakmaz. | Open Subtitles | يبدو لي أن لا زنجي غبي عاقل قد يتخلى عن قط كهذا بسهولة |
Fernand Mondego aptal da olsalar dostlarından vazgeçmez, intihar tehlikesi. | Open Subtitles | (فرناند مونديجو) لا يتخلى عن أصدقائه فى مواجهة أىّ خطر |
Önemli olan, prens, prensesi o kadar çok sevmiş ki tüm krallığından onun için vazgeçmeye hazırmış ama prenses onu reddetmiş. | Open Subtitles | الحقيقة انه احب تلك الاميرة جدا لدرجة انه كان مستعد ان يتخلى عن مملكته كلها لأجلها لكنها خذلته... |
Brett burada olsaydı arkadaşlarını aramayı bırakmazdı. | Open Subtitles | على الأقل إذا كان بريت هنا ، فانه لن يتخلى عن العثور على أصدقائه... . |
Yani sonuç olarak, âmâ bir adamın tek arkadaşından vazgeçmesini istiyorsun. | Open Subtitles | إذن الخلاصة... أنك تريد من رجل ضرير... أن يتخلى عن رفيقه الوحيد. |
Gruptaki hiç kimse arkada bırakılmaz. | Open Subtitles | لا أحد يتخلى عن أحدٍ من الجمـاعة. |