"يتسوق" - Translation from Arabic to Turkish

    • alışveriş
        
    • alışverişe
        
    • alış-verişinde
        
    Hayır, alışveriş yapıyordu başkası için bir hediye satın aldı. Open Subtitles لا ، لقد كان يتسوق للحصول على هدية لشخص اخر
    Neden herkes diğerleriyle aynı gün alışveriş yapmak ister ki? Open Subtitles لما يريد أي شخص التسوق في نفس اليوم الذي يتسوق فيه الجميع ؟
    Kim para mutluluğu satın almaz diyorsa nereden alışveriş yapacağını bilmiyor demektir. Open Subtitles أيّ شخص يقول بأنّ النقود لاتشتري السعادة فهو لايعرف أين يتسوق
    Tony aynı Tony ama Londra'da, yürüyüşe, alışverişe gidiyor bu sabah, yatakta kalıp 1 1 'e kadar gazete okudum, ona göre bu büyük zaman kaybıydı. Open Subtitles حسنا ، هكذا هو (توني) بالفعل لكن في (لندن) يأكل يمشي ، يتسوق هذا الصباح بقينا في السرير حتى الساعة 11 نقراء الصحف
    Parayı aklamak için alışverişe çıkmış. Open Subtitles إنه يتسوق بطريقة لغسل نقوده
    - Noel alış-verişinde. Open Subtitles أين والدك ؟ - يتسوق لعيد الميلاد -
    Belki oraya gittiğinde alışveriş yapacaktı. Open Subtitles عندما أذهب إلى الوادي ربما كان سوف يتسوق هناك
    alışveriş. New Yorkluların alış veriş yaptığı Times Meydanı. Open Subtitles أتسوق , إنه التايمز سكوير حيث يتسوق سكان نيويورك
    Ama yakalayamadıkları tek kameralı adam sadece boş bir kasetle girip, Best Buy kamera reyonuna gidip, kaseti onların kameralarından birine koyan ve alışveriş yapıyormuş gibi davranan adamdı. TED لكن الشاب المصور الذي لم يمسكوه قط كان الشاب الذي دخل ومعه شريط فارغ وتوجه لقسم الكاميرات في باست باي ووضع شريطه في إحدى كاميراتهم وتظاهر بأنه يتسوق.
    Bu şehrin üst düzey çiçek kutularına sahip olduğunu bekleyebilirsiniz ki Michigan Bulvarı'nda varlıklı insanlar alışveriş yapar, ama sokak boyunca giderseniz gerçekten çiçek kutularının sokaktan sokağa değiştiğini görürsünüz: bitkiler arası gerçek bir çeşitlilik var. TED قد تتوقعون أن مدينة كهذه فيها أحواض أزهار مطورة في شارع ميتشيغان، حيث يتسوق الناس الأثرياء لكنك إذا مشيت فعلاً في الشارع سترى أن أحواض الأزهار تتغير من شارع لشارع هناك حقاً تعددية في النباتات
    Hâlâ oradan alışveriş yapan var mı? Open Subtitles من يتسوق في مركز المدينه بعد الان؟
    Müdür Bey için alışveriş yapmak üzere şehirdeydi. Open Subtitles لقد كان فى بلد ما يتسوق من أجل المدير.
    Ya kadın mücevherinde gerçek bir erkekten daha zevk sahibi ya da biri onun yerine alışveriş yapıyor. Open Subtitles إما يكون لعوب فقيه أكثر مما ينبغي بأمور الجواهر، -إما أحد يتسوق لحسابه
    Buradan her geçişimde, "Buradan kim alışveriş yapar?" diye düşünüyorum. Open Subtitles كل مرة أمر بالقرب من هذا المكان أتسائل "من قد يتسوق من هنا؟"
    Herkes oradan alışveriş yapıyor. Open Subtitles حيث يتسوق الآخرون
    Herkes oradan alışveriş yapıyor. Open Subtitles حيث يتسوق الآخرون
    Sanki alışverişe çıkmış gibi. Open Subtitles الأمر كما لو أنه يتسوق
    - Arkadaşıyla alışverişe çıktı. Open Subtitles -إنه في الخارج يتسوق مع صديق
    .. Oysa alışverişe çıkıyor. Open Subtitles ولكنه يتسوق..
    - Noel alış-verişinde. Open Subtitles أين والدك ؟ - يتسوق لعيد الميلاد -
    - Noel alış-verişinde. Open Subtitles - يتسوق لعيد الميلاد -

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more