Evet, yakında bir yerde bir çift kavga ediyordu. Sosisli sandviççi. | Open Subtitles | صحيح، كان هناك زوجان يتشاجران في مكان قريب، وعربة لبيع النقانق. |
Birkaç dakika sonra bağrışmalar duydum. Belli ki kavga ediyorlardı. Koridora çıktım. | Open Subtitles | بعد عدة دقائق , سمعت صراخاً , كان من الواضح أنهما يتشاجران. |
İki koca adamın kavga etmesine sebep olan acemi işi tabloları görmeye gelmişler. | Open Subtitles | الناس تأتي إلى هنا لأنهم يريدون رؤية اللوحات العصرية التي جعلت رجلين يتشاجران. |
Onları ofisinde tartışırken duydum. | Open Subtitles | ما الذي يجعلك تعتقدين ذلك؟ لأنني سمعتهما يتشاجران بمكتبه |
Defol git buradan! Haftaya evlenecekler ve durmadan kavga ediyorlar! | Open Subtitles | سيتزوجان خلال أسبوع، و هما يتشاجران دائماً. |
Annenle baban hep kavga ederdi. | Open Subtitles | أي نوع من الذكريات الجيدة، يا ماكس؟ والدتك ووالدك كانا يتشاجران طوال الوقت |
Annen ve baban kavga ediyorlar. Her zaman kavga ederler. | Open Subtitles | أمك وأبوك يتشاجران ، هما دائماً يتشاجران |
Hep kavga ederlerdi. Birbirlerine bağırırlardı. Bir keresinde polis gelmişti. | Open Subtitles | كانا يتشاجران دائماً، ويصرخان على بعضيهما وتوجب على الشرطة أن تأتي في أحد المرات |
Çöpün üzerinde kavga eden iki iğrenç fareye bakıyorum. İğrenç mi? | Open Subtitles | أنا فقط أنظر إلى بضعة فئران دهنيين يتشاجران حول قمامة |
Bay Harry ise çok konuşuyor. Tabii kavga etmedikleri zamanlar. | Open Subtitles | والسيد س لا يحب الكلام الا عندما يتشاجران |
kavga eder rekabet ederler, anne babalarını suçlarlar. | Open Subtitles | إنهما يتشاجران ، يتنافسان ويلومان أهلهما بكل شيء إنهما أخوان حقيقيين |
Ailem nefes almaksızın kavga ediyor gibime geliyor. | Open Subtitles | كل ما في الأمر أن والداي يتشاجران طوال الوقت |
Ayrıca bir çiftin saat 9:00'dan önce kavga etmesi de kötüye işaret. | Open Subtitles | وهي ايضاً علامة سيئة جداً عندما يتشاجران الزوجان قبل التاسعة صباحاً |
Karşı binada bir çift, kötü şekilde kavga ediyor. | Open Subtitles | يوجد فقط شخصان بالمبني المجاور ليّ وهما يتشاجران |
O ve kocası sık sık kavga ederler ve kadıncağız sakinleşmek için balkona çıkar. | Open Subtitles | هي وزوجها يتشاجران باستمرار وقد خرجت للشرفة من اجل تبريد غضبها |
Elektrikli süpürge sesi duyunca tedirgin olurum çünkü küçükken bizimkiler tartışırken, annem ses yapsın diye süpürgeyi açardı. | Open Subtitles | أصبح متوترة للغاية عندما أسمع مكنسة كهربائية, لأنني عندما كنت صغيرة إعتادت أمي أن تقوم بتشغيل المكنسة لتغطي على صوتها وصوت أبي عندما يتشاجران |
6 yıl önce birbirlerini boğazlıyorlardı. Şimdiyse barda bilardo oynuyorlar. | Open Subtitles | قبل ستّ سنوات كانا يتشاجران والآن يلعبان البلياردو في حانة |
Kuljit ve Raj istasyonda dövüşüyorlar. | Open Subtitles | كولجيت وراج يتشاجران في المحطة |
Onları duyuyordum. Sürekli tartışıyorlardı. | Open Subtitles | كنت أسمعهما، وكانا يتشاجران طوال الوقت. |
Uzun süre ekip arabasında sıkışıp kalıyorlar ve osuruk kavgası yapan iki maymun gibi birbirlerine sataşmaya başlıyorlar. | Open Subtitles | يبقون محصورين في تلك سيارة لفترى الطويلة جدا ويبدئون التحرش ببعضهم مثل قردين يتشاجران على بعض الفضلات |
Annem yemek yapar, kocam ve erkek kardeşlerim futbol tartışır babamla kar ayakkabısıyla dolaşırız. | Open Subtitles | أمى تقوم بالطهى زوجى و أخى يتشاجران حول كره القدم التنزه فى الجليد مع والدى |
Daha çok Brad Donnelly'nin eşi Susanna için tartışıyor gibiydiler. | Open Subtitles | على الأرجح أنّهما كانا يتشاجران... على زوجة (براد دونالي)، (سوزانا) |
Bu aile meselesi. Bırak dövüşsünler. | Open Subtitles | هذه شؤون عائلية دعم يتشاجران. |
Hala tartışıyorlar mı? | Open Subtitles | هل لا يزالان يتشاجران ؟ |