Ve, evet, bazen bir hayalin gerçekleşmesi uzun zaman alır. | TED | و حسنا يتطلب وقت طويل للحلم ان يصبح حقيقة. |
İşin içine tekrar girmek biraz zaman alır hepsi bu. | Open Subtitles | يتطلب وقت للفعل ذلك، انها متعبة |
Sadece zaman alır. | Open Subtitles | ذلك فقط يتطلب وقت |
Ne yazık ki, bu işi düzgünce yapmak biraz zaman alıyor. | Open Subtitles | لسوء الحظ ، القيام بذلك بشكل جيد يتطلب وقت |
Dengeyi kurmak zaman alıyor. Bir şeyler ayarlamak zorundaydık. | Open Subtitles | التأقلم مع مثل هذه الامور يتطلب وقت |
Çünkü kelime kelimesine başka bir şey yapmak için daha iyi enerji ve zaman gerektirir. | Open Subtitles | لأن هذا يتطلب وقت وطاقة من الأفضل تضييعهما حرفيًا في أي شيء آخر |
Böyle bir proje zaman gerektirir. | Open Subtitles | مشروع مثل هذ يتطلب وقت |
Jonathan, bir adamın kişiliğini oturtması zaman alır. | Open Subtitles | إيجاد الكيان يتطلب وقت |
Dizin mahvolmuştu. Geçmesi zaman alıyor. | Open Subtitles | لقد اصبتي ركبتك ، الأمر يتطلب وقت. |