Bundan biraz daha fazlası olmalı, yoksa aklından her geçirdiğinde sürekli girip çıkardın. | Open Subtitles | الأمر يتعدّى ذلك وإلا استفقت من الركود كلما خطرت ببالك فكرة |
Ben sadece... Daha fazlası olduğunu düşünmeden edemiyorum. | Open Subtitles | لا أتمالك نفسي عن الشعور بأنّ الأمر يتعدّى ذلك |
Bu andan sonra ikimizin arasında bir kontrattan fazlası olmayacak. | Open Subtitles | ،من الآن وصاعدًا ما بيننا لا يتعدّى كونه عقدًا |
- Bu günlük kullanımdan daha fazlası. | Open Subtitles | . هذا أمر يتعدّى التعاطي الاعتياديّ |
Uyuşuyor ve bu demek oluyor ki tek bir hafızadan çok daha fazlası var. | Open Subtitles | {\fnAdobe Arabic}وهو صحيح، ممّا يعني أنّ هذا يتعدّى أمر ذكرى وحيدةٍ. |
Marathon kahramanı Themistocles için başladığı işi bitirmek ufak bir formaliteden daha fazlası olmalı. | Open Subtitles | "الأمر يتعدّى كونه تصرّفًا شكليًّا بالنسبة لـ (ثيميستوكليس)" "بطل (ماراثوناس) لينهي ما بدأه" |
Tek kesikten fazlası var burada. | Open Subtitles | هذا شيء يتعدّى الذبح |