Ancak yeni gelenler çekilen buz sınırını takip ediyor. | Open Subtitles | لكن قادمون جُدد يتعقبون تراجع حافة الجليد |
Ancak yeni gelenler çekilen buz sınırını takip ediyor. | Open Subtitles | لكن قادمون جُدد يتعقبون تراجع حافة الجليد |
Çünkü çaldığım telefonu ve arabayı takip ediyor olabilirler. | Open Subtitles | لانهم سوف يتعقبون مكان الهاتف الذى سرقته والسيارة ايضاً |
Bunun izini sürdüklerinde, senin kaçmamıza yardım ettiğini öğrenecekler. | Open Subtitles | حين يتعقبون هذا حتى أنتِ سيعرفون أنك ساعدتينا أن نهرب |
Onca yıldır EVO'ların izini sürüp yakalamakla uğraşıyorlar. Zirve de o bölgede yapılıyor. | Open Subtitles | قد كانوا يتعقبون ويأسرون المتطورين لعقود، إنه موقع المؤتمر |
İki gündür yaşlı bir antilobu takip ediyorlar. | Open Subtitles | يتعقبون , منذ يومين, ظبي إفريقي يلفظ أنفاسه الأخيرة |
Güneye, muhtemelen sınıra doğru ilerlediği bildirilen çalıntı uçağın peşine düşen deniz piyade helikopterlerince, ciddi bir baskın planlanmakta. | Open Subtitles | حملة مطاردات مكثفة ..... تقودها وحدات المروحيات البحرية يتعقبون الطائرة المسروقة .... |
Hepsi de Japon polisiyle ilgili olan kişileri takip ediyorlardı. | Open Subtitles | هم كانوا يتعقبون أناس مرتبطين بالشرطة اليابانية |
Bunca zamandır Ellie ve Muhteşem'i biz sanıp takip ediyorlarmış. | Open Subtitles | إنهم كانو يتعقبون "إيلي" و"ديفون" منذ مدة |
- Polislerle dolu bir odada telefonunu takip ediyor. | Open Subtitles | - إنه في غرفة مليئة بالشرطة. يتعقبون هاتفك. |
- Yapabiliyorken bu avantajınızın tadını çıkartın. Erişenler, her harekimizi takip ediyor. | Open Subtitles | إستمتع بإنجازك بينما تستطيع الــ"ريتش" يتعقبون كُل تحركاتى. |
Brotherhood da Elias'ı takip ediyor. | Open Subtitles | (الأخويّة) يتعقبون (إلايس) أيضاً. |
Sinyallerinin izini sürecekler. | Open Subtitles | سوف يتعقبون إشارتك. هذا تصرف بالخيانة. |
Bu sabahtan beri avın izini sürüyorlar. | Open Subtitles | كانوا يتعقبون المنشود من هذا الصباح |
"Kahraman Takipçisi" adında bir site var. Evo'ların nasıl ortadan kaybolmaya başladığını takip ediyorlar. | Open Subtitles | هناك موقع يًدعى "البطل المعارض" وإنهم يتعقبون اختفاء أولئك المتطورون |
Dinle, telefonunu takip ediyorlar. | Open Subtitles | أسمع ، أنهم يتعقبون هاتفك |
Bunun plütonyum gibi peşine düşerler. | Open Subtitles | إنهم يتعقبون ذلك الشيء وكأنه بلوتونيوم |
En başından beri o gemiyi takip ediyorlardı. - Büyük ihtimalle o gemide bir Cylon ajanı var. | Open Subtitles | .. كانوا يتعقبون السفينة طوال الوقت ربما يوجد عملاء (للسيلونز) علي متنها الان |
Prag'a indiğimizden beri bizi takip ediyorlarmış. | Open Subtitles | يتعقبون أثرنا منذ هبوطنا في " براغ " |