"يتعين علينا القيام" - Translation from Arabic to Turkish

    • Yapmamız gereken
        
    • yapmak zorundayız
        
    Bir sonraki Yapmamız gereken şey, tüm yapıyı kontrol etmek ve düzenlemek. TED الشيء التالي الذي يتعين علينا القيام به، هو مراقبة وتنظيم الهيكل بأكمله.
    Bu kişisel bir şey değil, Yapmamız gereken bir şey. Open Subtitles هذه ليست شخصية، هذا هو ما يتعين علينا القيام به.
    biz sadece bilgisayarları programlıyoruz; Yapmamız gereken sadece bu." TED كل ما سنفعله هو أننا سنبرمج كمبيوترات، هذا كل ما يتعين علينا القيام به.
    Tek Yapmamız gereken olayları tırmandırmadan, geri adım atmak. Open Subtitles نحن نتلاعب بحق في كبرياءهم ما الذي يتعين علينا القيام به
    Ama senin için en iyi olanı yapmak zorundayız. Open Subtitles و لكن يتعين علينا القيام بما هو الأفضل بالنسبة لكى
    Bugünlerde işimizi yapabilmek için Yapmamız gereken şeyler yok mu... 20 sene öncesinde birisine yakalanmadan telefonla konuşmak ya da bilgisayarda bir iş yapmak için 25 milyon dolar ödeyeceğimi söylemiş olsaydın çıldırmışsın derdim. Open Subtitles القليل من المتاعب الأشياء التي يتعين علينا القيام بها للقيام بأعمالنا هذه الأيام أليس كذلك؟
    Bugün People Tree'de satış var, görüyorum ki Yapmamız gereken çok fazla iş varmış. Open Subtitles بيع اليوم الناس شجرة، وأرى أن هناك ما هو أكثر من ذلك بكثير يتعين علينا القيام به.
    Yapmamız gereken bu işletmelerin faaliyet biçimini değiştirmektir. Open Subtitles ما يتعين علينا القيام به هو تغيير الطريقة التي تعمل بها هذه الشركات.
    - Yapmamız gereken tam da bu. Open Subtitles داخل المجمع هذا هو بالضبط ما يتعين علينا القيام به
    Merkez kulesine varmadan önce Yapmamız gereken bir şey var. Open Subtitles هناك شيء يتعين علينا القيام به قبل أن نتوجه إلى البرج المركزي
    Yapmamız gereken ilk şey Phillip Harris'in hangi dosya üzerinde çalıştığını öğrenmek. Open Subtitles أول شيء يتعين علينا القيام به هو معرفة ما حال تم فيليب هاريس تعمل على.
    Eğer Rittenhouse tarihten bir şeylerin silinmesinden hoşlanıyorsa o halde bizim Yapmamız gereken de bu. Open Subtitles إذا كان هذا هو ما يلزم ل مسح ريتنهاوس من التاريخ، و ثم وهذا هو ما يتعين علينا القيام به.
    Yapmamız gereken şey, bir kereliğine ondan öne geçmek. Open Subtitles ما يتعين علينا القيام به هو الحصول أمامه لمرة واحدة. يمكننا.
    Yapmamız gereken şey, saygıyla ve Sağlık Medya İşbirliği gibi örneklerden ilham alarak eleştirel düşünce değerlendirmesi yapmaktır. Süper kahraman filmlerinde söyledikleri gibi, iyilik için gücümüzü kullanalım. TED ما يتعين علينا القيام به هو التعامل مع التفكير النقدي بإحترام و أن نستوحي من الأمثلة مثل مافعل معهد التعاون الصحي في الأعلام. وكما يقولون في أفلام الأبطال الخارقة، دعونا نستخدم قوتنا من أجل الخير.
    Yapmamız gereken ilk şey bu. TED هذا هو أول شيء يتعين علينا القيام به.
    Tüm Yapmamız gereken bu. TED وهذا ما يتعين علينا القيام به.
    Eğer yapabilsek, belli ki Yapmamız gereken bir şey. TED إذا استطعنا ، من الواضح أنه يتعين علينا القيام به .
    Yapmamız gereken binlerce milyonu dörde bölünce ne edeceğini hesaplamak. Open Subtitles ما يتعين علينا القيام به... ... هو معرفة ما الآلاف الملايين مقسوما على أربعة متساوين.
    Biyopsi yapmak zorundayız. Anlıyor musunuz? Open Subtitles يتعين علينا القيام به خزعة الآن.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more