Modern insan da doğaüstü bir olaya, aynı akıldışı korkuyla... tepki verebilir. | Open Subtitles | الرجل الحديث يمكن أن يتفاعل بنفس الإرهاب الغير معقول إلى حدث خارق |
- Ve Piroforik, evet. Suyla temas edince tepki gösteriyor. | Open Subtitles | و هو عنصر تلقائي الاشتعال، أجل يتفاعل عند ملامسته للماء |
benim tenime, ışık yakarak tepki veren bu aleti üretmekte kullandığımız gibi. | TED | في حالة هذا المثال الصغير الذي احمله, استخدمناه لعمل حساس لمس يتفاعل مع الجلد بتشغيل هذا الضوء الصغير. |
Bana depo duvarlarındaki painite mineralleri ile hızlı bir şekilde reaksiyona giren bir tür solüsyon enjekte etti. | Open Subtitles | لقد حقنني بمحلول ما الذي يتفاعل بعنف مع البينايت الموجود في حوائط المستودع |
Kalbinde bir sorun olabiir ya da eterle ters etki yapan bir ilaç almış olabilir. | Open Subtitles | رُبما كانت مُصابة بخلل في قلبها أو تناولت دواء ما يتفاعل بشكل سيء مع الأثير |
Dans, kadınla erkek arasında gerçek bir etkileşim için tek yerdi. | Open Subtitles | كان الرقص هو المكان الذي يتفاعل فيه الرجل مع المرأة |
İnsan kanındaki proteinlerle tepkimeye giren bir solüsyon hazırladım. | Open Subtitles | لقد صنعت حلاً يتفاعل مع البروتين في الدم البشري |
Protein kompleksi nöronlarla etkileşime giriyor. | Open Subtitles | البروتين المركب يتفاعل مع الخلايا الدمايه العصبيه |
Eğer çok kilo verirseniz, beyniniz sanki açlıktan ölecekmişsiniz gibi tepki verir, ve kilo vermeye başladığınızda şişman da zayıf da olsanız, beyninizin tepkisi tamamen aynı olacaktır. | TED | إذا فقدت وزن كثير، يتفاعل دماغك كما لو كنت جائع، وسواء ان كنت رقيقة، أو سمين اساسياً, استجابة دماغك هو نفس الشيء. |
Nabız 120. Göz bebeklerinin ikisi de eşit tepki veriyor. | Open Subtitles | النبض 120, البؤبؤ يتفاعل بشكل طبيعى للضوء. |
Bilmiyorum. Belki uyuşturuculara pek iyi tepki vermiyordur. | Open Subtitles | لَرُبَّمَا هو لَمْ يتفاعل جيّد مع الدواء |
Limon suyundaki asit karbon çeliğine tepki verir ama paslanmaz çeliğe vermez. | Open Subtitles | الحمض في عصير الليمون يجب ان يتفاعل من الفولاذ الكربوني وليس المقاوم للصدأ |
Bu aynı zamanda, uyuşturucuya tekrar başlayacak olursa vücudu uyuşturucuya eskisi gibi tepki vermeyeceği için aşırı dozdan zehirlenmesi anlamına da gelir. | Open Subtitles | يعني أيضاً أنه إن عادت للإدمان يحتمل أن تأخذ جرعة زائدة لأن جسدها لن يتفاعل مع المخدر |
Onu yeşile çeviren şu maddeye tepki göstermiş olabilir mi? | Open Subtitles | هل يمكن أن يتفاعل مع الشيء الذي حوله أخضر؟ |
Luminol; bakır, demir peroksit ve siyanüre tepki verir. | Open Subtitles | السائل المضيء يتفاعل مع النحاس والحديد والبيروكسيدات والسيانيد |
Neden insanlar kafalarında beni sevişirken canlandırınca böyle tepki veriyorlar? | Open Subtitles | لماذا يتفاعل الناس هكذا عندما يتصوّروني أمارس الجنس؟ |
Bu da bizi tekrar dostumuz Eddie ve beynin korkuya tepki göstermesine getiriyor. | Open Subtitles | مما يعيدنا الى صديقنا ايدى .وكيف يتفاعل العقل مع الخوف ...فى لحظة الغضب |
Ksenon akışını soğutucudan geçirirsek iletim ile reaksiyona girmeden önce hemen soğur. | Open Subtitles | حسنا، إذا قمنا بتشغيل تيار زينون من خلال كريوكولر، سيتم تبريده على الفور قبل أن يتفاعل مع التوصيل. |
Ortaya çıkan kalsiyum hidroksit, havadaki karbondioksit ile reaksiyona girerek, mikroskopik kalsiyum karbonat kristallerinin oluştuğu ve aşamalı olarak boşluğu doldurduğu otojen iyileşme denilen bir işlem başlatır. | TED | هيدروكسيد الكالسيوم الناتج يتفاعل مع ثاني أكسيد الكربون في الجو، لبدأ علمية تسمى الاستشفاء الذاتي حيث تتشكل بلورات كربونات الكالسيوم المجهرية وتملأ الفراغ تدريجياً. |
Eğer serum senin için yapıldıysa sen de onları kobayıysan, belki de o serum sende farklı bir etki yaratacaktı. | Open Subtitles | لانه انقذ حياتك لكن المصل كان مقدراً لك , اذن انت كنت فأر للتجارب وهذا يعني ربما المصل يتفاعل بشكل مختلف في دمائك |
Ve küçük bir kızken, insanlarla yardımsever, güvenilir bir dost gibi etkileşim içinde olan robot fikrini hep sevmişimdir -- bizi mutlu eden, hayatımızı zenginleştiren ve bize birkaç galaksiyi kurtarmamızda yardımcı olan birşey. | TED | و كفتاة صغيرة احببت فكرة ان الروبوت يتفاعل معنا كثيرا مثل صديق مساعد موثوق شيئ يبهجنا ,و يثري حياتنا و يساعدنا في انقاذ مجرة او اثنتين |
tepkimeye girdiğinde ısıyı emen bir tür bileşim. | Open Subtitles | لكنه شيء مماثل لذلك إنه زوج من المركبات الذي يمتص الحرارة عندما يتفاعل |
DNA ile etkileşime giriyor sistemime parmak izinin kimliğini saptamamda yardımcı oluyor. | Open Subtitles | إنه يتفاعل مع الحمض النووي. إنه يساعد جهاز رصدي الحيوى في التعرف على البصمات. |