Kanser hücreleri ile kemik iliğinin ortak bir noktası var: ikisi de hızla çoğalıyor. | TED | الخلايا السَّرطانية تشارك خاصِّية مع خلايا نخاع العظام: كلاهما يتكاثر بسرعة. |
Anormalin beyinin içinde çoğalıyor, derin bir patolojik saldırganlığa sebep oluyor. | Open Subtitles | يتكاثر ذلك بداخل دماغ الطفرات مسبباً عدوانيّة شديدة |
Katolik tavşanından daha hızlı çoğalıyor. | Open Subtitles | إنه يتكاثر بشكل أسرع من الأرنب الكاثوليكي |
Hayatımız boyunca, vücudumuz birçok sıra dışı değişime uğrar: büyürüz, ergenliğe gireriz ve çoğumuz ürer. | TED | على مدار حياتنا، تخضع أجسادنا لسلسلة غير عادية من التحولات: نحن نكبر، ونمر برحلة البلوغ، والكثير منّا يتكاثر. |
Bildik olayların ortaya çıkması tüm bu olayları oluşturan hal ve davranışların bir sonucudur, trafik sıkışıklığı nasıl bir seyir takip eder, bir kasırga nasıl oluşur, canlı bir organizma nasıl ürer, uyum sağlar ve de metabolizması nasıl işler. Tüm bu sorular amacı ortaya koymaya yöneliktir. | TED | تعتبر حالات النشوء الكلاسيكية كلها حالات للسلوك الناشئ، كيف يتصرف ازدحام المرور، كيف يعمل الإعصار، كيف يتكاثر الكائن الحي ويتأقلم ويتأيض، جميعها أسئلة حول العمل الموضوعي. |
Virüs sadece kendine bir taşıyıcı bulup Üremek için yaşar. | Open Subtitles | الفايروس يتواجد فقط ليجد عائلاً يتكاثر به |
Üremek için birini arıyor olabilir. | Open Subtitles | ربما كان يريد أن يتكاثر |
Sadece çoğalıyor sanmıştık ama başka bir şey var. | Open Subtitles | خلناه يتكاثر فحسب ولكن هنالك المزيد |
Virüsler hücreye saldırıyor, hızla çoğalıyor. | Open Subtitles | الفايروس يهاجم الخلية و يتكاثر بسرعة |
Suyla çoğalıyor. | Open Subtitles | انه يتكاثر بالماء |
Hayır, a-seksüel şekilde çoğalıyor. | Open Subtitles | لا ، أنه يتكاثر لا جنسيا |
- çoğalıyor. | Open Subtitles | انه يتكاثر |
Sivrisinek bataklıkta ürer. | Open Subtitles | يتكاثر البعوض في المستنقعات. هذه صحراء. |
Çünkü Tokso, yalnızca kedilerin bağırsağında ürer. | Open Subtitles | لأن الـ(توكسو) يتكاثر في أمعاء القط فقط |
Çünkü Tokso, yalnızca kedilerin bağırsağında ürer. | Open Subtitles | لأن الـ(توكسو) يتكاثر في أمعاء القط فقط |