"يتمكّن" - Translation from Arabic to Turkish

    • başarıyor
        
    • böylece
        
    • bulamaz
        
    Ne kadar dibe batsa da küllerinden doğmayı her zaman başarıyor. Open Subtitles مهمّا تدنّى وضعه، فإنّه يتمكّن دوماً من النهوض من بين الأموات.
    Birkaç şanslı Aurelia kurtulmayı başarıyor. Open Subtitles يتمكّن القليل من قناديل أوريليا المحظوظة من تحرير أنفسهم.
    Peki herkes nasıl hapsin dışında kalmayı başarıyor? Open Subtitles وكيف يتمكّن الجميع من البقاء خارج السجن؟
    "...ve tekrar kamyona fırlatıyorlardı, böylece çocuk tekrar atlayamıyordu." Open Subtitles يكسروه ويعيدون رّميُه للداخل حتى لا يتمكّن من القفز ثانيّة
    Kirasını ödediğim bu daireden çıkmam gerekmeyecekti. böylece kızıyla beraber yaşayacaktı. Open Subtitles لن أضطر للخروج من الشقة التي دفعتُ ثمنها بحيث يتمكّن من العيش هنا مع ابنتي.
    Arkamızı kollar ve ona fırsat vermediğimizden emin olursak hiçbir delil bulamaz. Open Subtitles نأخذ حيطتنا، ونتأكد من عدم فسح مجال له، ولن يتمكّن من فتح فمه.
    Arkamızı kollar ve ona fırsat vermediğimizden emin olursak hiçbir delil bulamaz. Open Subtitles نأخذ حيطتنا، ونتأكد من عدم فسح مجال له، ولن يتمكّن من فتح فمه.
    Bazı karıncalar kaçmayı başarıyor, ama karınca aslanının başka numaraları var. Open Subtitles بعض النمل يتمكّن من الهرب لكن لدى الطُحن حيلة أخرى
    Söylesene, Elias ve dostları hep bizden bir adım önde olmayı nasıl başarıyor? Open Subtitles أخبرني، كيف يتمكّن (إلايس) ورفاقه من البقاء مُتقدّمين بحُطوة؟
    Doğru. Ve o da kamburunu düzeltemez, böylece o da çanı çalmaya devam eder. Open Subtitles أجل، حينما لم يتمكّن من الانتصاب لذا واصل دق الجرس.
    böylece insanlar su içebilecekler. Anladın mı? Open Subtitles حتّى يتمكّن الناس من شرب المياه، هل تفهمني؟
    Bu arada, Dünya Dışı Zekâ Araştırması verilerini kamuoyuyla paylaşıyor. böylece, belki siz dahil milyonlarca dünyalı bilim insanı bu kalabalığın gücünü araştırmaya katılmak için toplayabilir. TED يشارك البيانات الخاصة به مع العامة حتى يتمكّن الملايين من العلماء، ربما بما فيهم أنت، من المشاركة في البحث. وهنا على الأرض، تجارب مذهلة
    Tahminimce konuşmak için kullanıyor böylece kimse onu dinleyemiyor. Open Subtitles حتى لا يتمكّن أحد من وضع مكبر صوت
    Çocuğun birini zorla yanlış ifade vermeye zorladı ki böylece Vales'i tutuklayabilsin. Open Subtitles الضغط على فتى للإدلاء بإفادة كاذبة حتى يتمكّن مِن القبض على (فاليز).
    Kimse bunu bulamaz. Open Subtitles لهذا السبب لم يتمكّن أيّ شخص من الحصول عليها
    Arkasında düzinelerce tünel var, bizi burada asla bulamaz. Open Subtitles هناك عشرات الأنفاق هنا, لنْ يتمكّن من إيجادنا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more