"يتوجب عليك فعله" - Translation from Arabic to Turkish

• yapman gereken
• yapman gerekiyorsa
• gerekiyorsa onu
• yapman gerekeni
• yapmalısın

yapman gereken şeyin ağırlığından nasıl üstesinden geleceğinden konuşup duruyorsun.
أتتكلم عن وزر ما يتوجب عليك فعله وكيف يمكنك تحمله

yapman gereken tek şey, fotoğraflara bakıp o mu, değil mi söylemen.
كل ما يتوجب عليك فعله هو النظر لصورة وإخبارنا إن كان هو

Özür dilerim. Tek yapman gereken topu tutmak, ama tutamıyorsun.
أنا آسف كل ما يتوجب عليك فعله هو المحافظ على الكرة، وأنت لا تستطيع ذلك

Ne yapman gerekiyorsa yap. Beni boş ver. Yardım edeceğim.
افعل ما يتوجب عليك فعله لا تقلق بشأني، سوف أساعد.

Kıçını kurtarmak için ne yapman gerekiyorsa yap Bill.
فقط افعل ما يتوجب عليك فعله واغرب عنا يا رجل

Ne gerekiyorsa onu yap, ama evde süt bitmiş.
افعل ما يتوجب عليك فعله ولكن يلزمنا الحليب

yapman gerekeni yapmalısın. İyi yaşa.
هاى, عليك القيام بما يتوجب عليك فعله.اتمنى لك يوم سعيد

yapman gereken... yanında her zaman bir kazak ya da bir ceket taşımaktır.
لذا , فكل ما يتوجب عليك فعله هو إرتداء سترة او جاكيت أو أي شيء يبقى معك طوال الوقت

Bence yapman gereken şey, arkanı dönmek ve ofisimden çıkmak.
إن ما أعتقد أنه يتوجب عليك فعله ,هو الإستدارة, و الخروج من مكتبي

Hayır, o durum ajanın suçuydu. Sen yaşamak için yapman gereken şeyi yaptın.
كلا، ذلك كان خطأ العميل، أنتِ قمتِ بما يتوجب عليك فعله للنجاة

Hayalini gerçekleştirmek için yapman gereken her şeye değecek.
أنظري, أي شيء يتوجب عليك فعله سيكون يستحق العناء للحصول على حلمك

Dinle, tek yapman gereken borcunu kapatmak.
أصغِ إلي، كل ما يتوجب عليك فعله هو دفع ما عليك

Eve ulaşmadan önce yapman gereken bir şey mi var?
مـاذا ؟ أهنـاك أمر يتوجب عليك فعله قبـل أن يصل هنـاك ؟

Tek yapman gereken onlara olanları anlatmak.
كل ما يتوجب عليك فعله هو إخبارهم فقط بما حدث

Bak, daha çok adam getir, uydu getir ne bileyim sadece yapman gereken ne varsa yap tamam mı?
فلتحضر المزيد من الرجال أو قم بوضع أقمار صناعية فلتقم بما يتوجب عليك فعله حسنا

Ajan Ressler'ın hayatını kurtarmak için tek yapman gereken dışarı çıkmak Red!
كل ما يتوجب عليك فعله (لإنقاذ حياة العميل (ريسلر (هو الخروج (ريد

Resepsiyona gidip ne yapman gerekiyorsa yap. Ben kumsalda bekleyeceğim.
إذهبي إلى الإستقبال وأفعلي ما يتوجب عليك فعله ، سأنتظرك على الشاطئ

Ne yapman gerekiyorsa yap, Woodward.
إفعل ما يتوجب عليك فعله يا وودوارد

Ne yapman gerekiyorsa yap. Haberleşme odası, Young konuşuyor.
استمر وقم بما يتوجب عليك فعله.

Ne gerekiyorsa onu yap, ama sonra kendi hayatına geri dön.
افعل ما يتوجب عليك فعله لكن بعد ذلك عش حياتك

Yapmak istediğini başarmak için yapman gerekeni yap.
افعل ما يتوجب عليك فعله افعل ما تريد فعله