"يتوقعه" - Translation from Arabic to Turkish

    • beklediği
        
    • beklemediği
        
    • bekliyor
        
    • tahmin
        
    • beklediğinden
        
    • beklediğini
        
    • öngöremeyeceği
        
    • beklemezdi
        
    • beklemeyeceği
        
    • olacağını düşünmüyorduk
        
    • beklentilerine
        
    Bir adam evlendiği zaman, çocuklar ister. Tanrı' nın bizden beklediği. Open Subtitles عندما يتزوج الرجل ، يريد أطفالاً هذا ما يتوقعه الرب منا
    Evlendi ve bir çocuk sahibi oldu, çünkü... herkesin ondan beklediği buydu. Open Subtitles تزوّجت وأنجبت طفلاً فقط لأن.. ذلك هو الشيء الذي يتوقعه الكل منها.
    Balıkçılar yakalayacak yeterli balık olmadığını görünce o kadar üzüldüler ki kimsenin beklemediği bir şey yaptılar. TED كان الصيادون مستائين من قلة أعداد سمك الصيد لدرجة أنهم قاموا بعمل لم يتوقعه أحد.
    Ama bir hata yaptı çünkü bize beklemediği bir şey verdi. Open Subtitles لكنه ارتكب غلطة.. لانه اعطانا شيئا لم يتوقعه
    Bu insan olmaya çalışıyorum herkes beni bekliyor. Open Subtitles احاول ان اكون ذلك الشخص الذي يتوقعه الجميع ان يكون
    tahmin edemeyeceği bir şey yapacağız. Hadi. Yok oldu. Open Subtitles سنفعل أخر شيء كان كويغلي يتوقعه لقد غادر..
    Hayvanlar mutasyona uğruyordu ve bu herkesin beklediğinden hızlı gerçekleşiyordu. Open Subtitles "كانت الحيوانات تتحول وكان ذلك يحدث أسرع مما يتوقعه أحد"
    Size uygun yeri seçerek ki bu yer düşmanın sizi beklediği yer olmayacak. Open Subtitles لأنّه بإختياركم للهدف الخاص بكم و ليس الهدف الّذي قد يتوقعه منكم العدو،
    İnsanların olayın başından beri beklediği şeyi söylemek için mi geldin? Open Subtitles قطعت كل هذه المسافة لتخبرني, ما يتوقعه الناس منذ بداية الأمر؟
    Babamın benden beklediği rolü oynamakla öyle meşguldüm ki... Open Subtitles لقد كنت مشغول جدا بمحاولة لعب الجزء الذي كان يتوقعه والدي
    Olduğumuz şeylerin çoğu insanların bizden beklediği şeyler Open Subtitles معظم ما نحن عليه هو ما يتوقعه الناس أن نكونه
    beklemediği şey suçluların da izleyeceğiydi. Open Subtitles ما لم يتوقعه كان انها ستسمح بالمجرمين باللحاق بنا
    Eli David'in öldürülmesi, kimsenin beklemediği kadar büyük politik bir Pandora'nın Kutusu'nu açtı. Open Subtitles مقتل ايلاى دافيد قد فتح علينا كابوسا سياسيا والذى كان أكبر مما قد يتوقعه أى أحد
    Beynini direkt olarak bilgi bölümüne bağladık. Kimsenin beklemediği ama çipin yaptığı bir şey. Beynimde olayın sanal bir görüntüsünü yaratıp içinde gezebiliyorum. Open Subtitles إنه شيء تفعله الشريحة لم يتوقعه أحد يمكني خلق صورة إفتراضية من حدث في عقلي
    Beyaz Saray ondan sadece sonuç bekliyor. Open Subtitles ما يتوقعه البيت الأبيض منه هو نتيجة
    Herkes de bunu bekliyor. Open Subtitles أليس هذا ما يتوقعه الجميع ؟
    Sonra hiçbirimizin tahmin edemeyeceği sihirli bir şey oldu. Open Subtitles ثم حدث شئ سحرى شئ ما كان لأحد منا أن يتوقعه
    Sonunda beklediğinden fazlasını alacak. Open Subtitles لكنه سيحصل على أكثر مما يتوقعه
    Bay Dixon'ın neyi beklediğini bildiğini sanmıyorum. Open Subtitles لا أظن ان السيد ديكسون كان يعرف ما يتوقعه
    Bay Owen'ın öngöremeyeceği bir şey yüzünden. Open Subtitles اعتماداً على شئ واحد لا يمكن للسيد " أوين " أن يتوقعه
    O da beklemezdi. Open Subtitles وهو أيضاً لن يتوقعه
    Ortalığı karıştırıp, yöntemimi değiştirip ona beklemeyeceği bir şey yapmamı söyledin. Open Subtitles قلتِ أنا في الحاجة إلى تفويتها، كسر الشكل أفعل شيئا له لا يتوقعه
    Seni buraya aldığımda ikimiz de böyle bir şey olacağını düşünmüyorduk. Open Subtitles هذا ليس ما كان يتوقعه أي منّا عندما أحضرتك إلى هنا
    Bu tür insanlar, diğerlerinin beklentilerine uymak için bir ihtiyaç hâlindedirler. TED الكمالية المفروضة مجتمعيًا هي الحاجة القاسية لأن تكون ما يتوقعه الآخرون

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more