"يتوقّع" - Translation from Arabic to Turkish

    • bekliyor
        
    • tahmin
        
    • beklediğini
        
    • beklemiyordu
        
    • beklemiyor
        
    • bekleniyor
        
    • beklemediği
        
    • beklenenin
        
    İnsanlar göz boyanmasını bekliyor. Eskiden giymiş olduğun, parlak takım elbisen gibi. Open Subtitles يتوقّع الناس القليل من العرض المبهرج كالبدلة البرّاقة التي كنتُ ترتديها بالماضي
    Bugün genç erkekler işi ve aileyi dengeleyebilmeyi bekliyor. TED يتوقّع الشباب اليوم تحقيق التوازن بين العمل والعائلة.
    LaFleur, uyuşturucunun 3 saat sonra San Diego'da olmasını bekliyor. Open Subtitles يتوقّع لافليور هذه المخدّرات أن يكون في سان دياغو في ثلاث ساعات.
    Meteoroloji uzmanımla konuştum. Yoğun kar yağışı olacağını tahmin ediyor. Open Subtitles تحدّثتُ مع عالم الأرصاد الجويّة خاصّتي، إنه يتوقّع هطول الثلج
    Ve kendilerini neyin beklediğini herkesin onlardan ne olmalarını beklediklerini biliyorlar. Open Subtitles وهم يعلمون تحديدا ما يتدّربون من أجله وماذا يتوقّع الجميع منهم
    - Gelmeni beklemiyordu da. - Eski dostları görmek hep mutluluk verir. Open Subtitles ـ لم يتوقّع أن تأتي ـ تسرني دوماً رؤية أصدقاء قدامى
    Eşyalarımız arkada bir yerlerde ve kimse onları bir daha görmeyi beklemiyor. Open Subtitles متاعنا في مكان ما في المؤخّرة ولا أحد منا يتوقّع رؤيته ثانية
    Yarın yağış bekleniyor. Open Subtitles و ديك ، يتوقّع هطولالمطرغداً.
    Senden hiç kimsenin bunu beklemediği zamanda, nasıl kahraman olunacağı ile ilgili. Open Subtitles تتكلّم عن أن الغدوّ بطلًا أطيَبُ وألذّ حين لا يتوقّع منك البطولةَ أحد.
    Tamam, durum şu: Müzayede evi karşısında Mr. Henshaw ı bekliyor olacak. Open Subtitles حسنا، دار المزاد يتوقّع وصول السّيد هنشاو
    Torununun biraz daha mütevazı giyinmesini bekliyor. Open Subtitles يتوقّع من حفيدته أن ترتدي ثياباً أكثر احتشاماً
    Ağabeyim, 1000 yıldır istediği gibi ona sadık olmamı bekliyor. Open Subtitles "أخي يتوقّع ولائي له، كما نعم به طيلة ألف عام"
    Bunu benden o bekliyor. Bunu anlamıyor musun? Open Subtitles إنه يتوقّع ذلك منّى ،ألا تفهم ذلك؟
    Milli Güvenlik değiş tokuşun yeri ve zamanı için Mutabakat'tan bir telefon daha bekliyor. Open Subtitles مجلس الأمن القومي يتوقّع إتصالاً "آخرمن "الكوفنانت.. لتحديد الوقت والمكان للتبادل
    Git ve temizlen. Çocuklar seni bekliyor. Open Subtitles اذهب واغتسل، يتوقّع الطفلان مجيئك
    Suvarov, parçayı geri aldığımıza dâir telefonumu bekliyor. Open Subtitles سوفاروف" يتوقّع اتصالاً مني لكي نؤكّد" أننّا حصلنا علي اللوحة المكمّلة
    Kim geleceği önceden tahmin edebilir ki ? Open Subtitles من هو الذي يمكن أن يتوقّع المستقبل، بيل؟
    Caesar ve Ordusu sınırın güneyinden kimsenin tahmin edemediğinden daha hızlı geçti Open Subtitles زحف قيصر وجيشه جنوباً، متحرّكين أسرع ممّا قد يتوقّع أيّ أحد.
    Kararlı bir izotop peptid bağında bulunan amino asit davranışlarına dayanarak spor müsabakalarını bile tahmin edebiliyor. Open Subtitles و يمكن أن يتوقّع أيّ شئ من السلوك أحماض أمينية في رابطة ببتايد نظائر مشعة مستقرّة إلى نتيجة لبس أحداث.
    Ve geleneklerimizden dolayı her birimiz onun kim olduğunu ve Tanrı'nın ondan ne beklediğini bilir. Open Subtitles و بسببِ تقاليدنا كلّ واحدٍ منّا يعرفُ من هُوَ وماذا يتوقّع منه الربّ ليفعله
    Bethany, o ifadenin böyle bir noktaya gelmesini kimse beklemiyordu. Open Subtitles "شهدتم عرضًا دراميًّا للتوّ في المحكمة" "لم يتوقّع أحد المسار الذي تحوّلت إليه عمليّة الشهادة"
    İnan bana, kimse bir gecede her şeyi düzeltmeni beklemiyor. Open Subtitles صدّقيني، لا أحد يتوقّع منك معالجة ذلك بين ليلة وضحاها
    Fakat niyeti her neyse, Floransa'nın elit kesimini ağırlarken bir yandan da onun için ziyafet vermem bekleniyor. Open Subtitles لكنّه يتوقّع مني أن أستضيفه أثناء استضافتي نخبة (فلورنسا)
    Onu hiç beklemediği bir şekilde öldürebilirim. Open Subtitles يمكنني قتله عندما لا يتوقّع ذلك.
    Uzun bir yol kat ettiniz. Bir grup ünlü ve ünlülük peşinde koşan tiplerden beklenenin çok daha ötesine gittiniz. Open Subtitles لقد قطعتم شوطًا طويلًا أكثر مما قد يتوقّع أيّ أحد...

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more