Bir de kalkıp senin adam öldürmeni bekliyorlar ha? | Open Subtitles | أىّ نوع من الناس هو هؤلاء؟ كيف يتوقّعون منّى قتل أحد؟ |
Uzmanlar, bölgede şiddetli fırtına ve sel baskınları bekliyorlar... | Open Subtitles | الخبراء يتوقّعون زيادة مثيرة في أعاصير و فيضانات ساحلية |
Sonra da bizden bir sürü sarhoş ve silahlı adamla dolu bir binaya girmemizi bekliyorlar. | Open Subtitles | يتوقّعون أننا سنذهب إلى بناية مليئة بمدمنون مخدرات لنزع مسلح محتكر أعزل |
Bizi ölü sanıyorlar. Bizi hiç beklemiyorlar. | Open Subtitles | حسناً، إنهم يعتقدوننا أموات الآن و هُمْ بالتأكيد لا يتوقّعون مجيئنا |
Binbaşı, Wraithleri bir elli yıl daha beklemiyorlar. | Open Subtitles | ميجور،هم لا يتوقّعون الريث ل50 سنة أخرى. |
Gördükleri her şey için kanıt beklerler. | Open Subtitles | يتوقّعون برهانا بالرغم من كل ذلك يرون. |
Hiç beklemedikleri bir anda onlara bir şey vermelisin. | Open Subtitles | رجل يردّ الجميل عندما لا يتوقّعون ذلك البتة |
Onu bülbül gibi öttürmemizi bekliyorlar. | Open Subtitles | إنهم يتوقّعون منّا أن نقوم بمصّ دمائه كلّياً |
Evet, sonuncusundan sonra hemen bir dava üstünde olmamı bekliyorlar. | Open Subtitles | نعم يتوقّعون الحصول على معلومات جديدة قريباُ خاصة بعد الحادثة الأخيرة |
Ama bir insanın kaç porsiyon khoresht... yemesini bekliyorlar anlamadım. | Open Subtitles | لكن كم عدد صحون الأرز الأبيض التي يتوقّعون من شخص أن يأكلها, صحيح؟ |
Öyle görünüyor ki, bir para akışı bekliyorlar ve söylentiye göre bu hisselerini yükseltecekmiş. | Open Subtitles | على ما يبدو، فإنهم يتوقّعون تدفّق وشيك لرأس المال، و يُقال أنّ ذلك سيعيد رفع سعر السهم |
Gizlice yanaşmamız gerekmiyor, zaten geminin gelmesini bekliyorlar. | Open Subtitles | لسنا مضطرّين للتسلل، فهم يتوقّعون مجيء الزورق. |
Bundan sonra hayatımıza nasıl devam etmemizi bekliyorlar? | Open Subtitles | كيف يتوقّعون منّا المواصلة من هنا؟ |
Bundan sonra hayatımıza nasıl devam etmemizi bekliyorlar? | Open Subtitles | كيف يتوقّعون منّا المواصلة من هنا؟ |
Beni Mesken'den bekliyorlar. | Open Subtitles | إنهم يتوقّعون وجودي في السفارة |
Asla bağlanmanı beklemiyorlar ve yatakta yüksek performans için uğraşıyorlar. | Open Subtitles | لا يتوقّعون الإلتزام أبداً، وهم يحاولون جاهدين على السرير! |
Numaralar ellerinde ama hiçbir şeyi beklemiyorlar. | Open Subtitles | كانوا كثيرين لكنّهم لا يتوقّعون أيّ شيء |
Bizi beklemiyorlar. | Open Subtitles | إنّهم لا يتوقّعون قدومنا. |
Bu işi tek başıma yapmamı nasıl beklerler? | Open Subtitles | كيف يتوقّعون مني فعل هذا بمفردي ؟ |
Öpüşmelerin çoşkulu şiirler gibi sarılmaların da Shakespeare dramaları gibi olmasını beklerler. | Open Subtitles | حسنـاً، يتوقّعون للقُبـل أنتكونمثلالقصـائدالغنـائية... وللإعتنـاق أن يكون مثل مسرحيـات (شكسبير) |
Senden fazla bir şey beklemedikleri için hayal kırıklığına uğramazlar. | Open Subtitles | هم لا يتوقّعون كثير منك، لذا أنت لا تستطيع خيبة أمل ' em. |
Porno film bekleyen kötü çocuklar hemen kapatabilirsiniz. | Open Subtitles | ولأولئك الأطفال الأشقياء منكم الذين يتوقّعون رؤية فلم دعارة مثير من المفضّل أن تطفؤا هذا الآن |