"يجب أن أقول" - Translation from Arabic to Turkish

• söylemem gerek
• söylemek zorundayım
• Söylemem lazım
• İtiraf etmeliyim
• söylemem gereken
• söylemem gerekiyor
• söylemeliyim ki
• Açıkçası
• demeliydim
• söylemeliydim
• söylememeliydim
• Şunu söylemeliyim
• söylemem gerekir ki
• söylemek zorundaydım
• demeliyim

- söylemem gerek, Liz, şu an çok büyük hayal kırıklığına uğradım
أنا يجب أن أقول أني خائب الأمل الآن أنا آسفة جدا ,لوشيوس

Gerçi söylemem gerek flüt çalmanın da bazı avantajları var.
مع إن ، يجب أن أقول العزف على الناي أحياناً

Bunun çok alışılmadık bir durum olduğunu söylemek zorundayım, Bay Mike Chang Sr.
يجب أن أقول سيد مايك تشانغ الكبير بأن هذا غير معتاد عليه نهائيا

Söylemem lazım, Rose, kafam karıştı biraz.Sukutu-hayale uğradım.
يجب أن أقول, روز. أنا مشوش قليلا. محبط حتى

İtiraf etmeliyim ki, hayat şu anda oldukça lanet iyi hissediyor.
يجب أن أقول لك ، الحياة تبدو جيدة في هذه اللحظة

söylemem gerek, bu ülkede güzel uyunuyor.
يجب أن أقول أن المرء ينام هنيئاً في هذا البلد.

Dinle patron. bir şey söylemem gerek tamam mı?
إسمع يا رئيس ، يجب أن أقول لك شيئاً ، حسناً ؟

Albay size söylemem gerek, geliş biçiminiz beni şaşırttı.
يجب أن أقول عقيد لقد انبهرت بوسيلتك للوصول

söylemek zorundayım, efendim... küvetinizdeki lekeleri çıkaramadım.
يجب أن أقول لك يا سيدي أنني لا أستطيع ازاله البقع في الحوض

-Bişeyler söylemek zorundayım. -Hayır, değilsin. Gerekmedikçe konuşma.
ـ حسناً، يجب أن أقول شيئاً ـ كلا، لن تفعل

Söylemem lazım, World of Warcraft'a bu kadar ilgi duyan bir kadınla tanışmamıştım.
يجب أن أقول ، أننى لم أرى أبدا إمرأة تحب لعبة عالم ووركرافت بهذا القدر

Kocam muhteşem bir partnerdi ölmeden önce ama yine Söylemem lazım ki, oradaki bazı şeyleri kesinlikle denemedik yani.
كان زوجي عاشق رائع قبل وفاته ولكن يجب أن أقول إن هناك لا يزال شيئا وبالتأكيد لم يكن لدينا فرصة للمحاولة

Yüzümü birazcık kaşındırdı ve güzel kokuyordu. Ancak itiraf etmeliyim ki burada kimse bana yüzümün ak pak göründüğüne dair övgüde bulunmadı.
و كما تعلمون ، لقد دغدغتني قليلا وكانت رائحتها جيدة لكن يجب أن أقول أنه لا أحد هنا أثنى على نظافة وجهي اليوم

Geciktirmeden söylemem gereken bir şey var.
هناك شيء يجب أن أقول لكم دون مزيد من التأخير.

Çünkü arkadaşın olarak sana şunu söylemem gerekiyor: Saçma sapan konuşuyorsun.
: لأني كصديقتك ، يجب أن أقول لك أنتِ مليء بالهراء

Bununla ne yapabileceğinizi hayal edin. Dürüstçe söylemeliyim ki bunun gerçekleşmesi henüz mümkün değil; çünkü çok uzun sürer.
الآن, تخيل مايمكن أن يفعله ذلك. يجب أن أقول بصراحة أن المبنى لايستطيع القيام بهذا لأنه يستغرق وقتا طويلا.

Açıkçası çok endişeliydim ama bu özgür ruh olayını sevmeye başladım.
يجب أن أقول أني كنت قلقاً لكني بدأت بحب شخصيتي الاستقلالية

Epeyce. Sorduğunda epeyce demeliydim.
حسناً ، إلى حدٍ ما كان يجب أن أقول آمن إلى حدٍ ما.

Size söylemeliydim ama siz pusula ve haritayla çok meşguldünüz.
كان يجب أن أقول لكنكم كنتم قلقون على الساعة والخريطة

Üzgünüm, dedektif. Söylediklerimi söylememeliydim.
أسفة , أيُها المفتش . ما كان يجب أن أقول ما قُلت

Biliyor musun, şunu söylemeliyim ki evde bir erkeğin olması gerçekten çok güzel.
أتعلمين؟ يجب أن أقول بانه من اللطيف أن يكون هناك رجل في المنزل

söylemem gerekir ki beni şişmanlatan keşke senin acılı fasulyeler olsa.
يجب أن أقول ، ليتنى أصبحت بدينا بسبب طهوك الحار

Bir şey söylemek zorundaydım. Onu kaybediyorduk.
كان يجب أن أقول شيئاً فلقد كنّا سنخسره

Merhaba, koç. Yoksa ne haber bay Biber mi demeliyim.
مرحبا يافتى أم يجب أن أقول أهلاً ياسيد سمكة ؟