"يجب أن تعيش" - Translation from Arabic to Turkish

• yaşamak zorunda
• yaşamalısın
• Yaşamalı
• yaşamak zorundasın

Yani, tek başına yaşamak zorunda kalacaksın. Bunu yapabileceğine emin misin?
أعني أنك يجب أن تعيش بمفردك هل أنت متأكد أنك قادر على ذلك؟

Meksika'dayken bir süreliğine vahşi ortamlarda yaşamak zorunda kalabilirsin.
الان , إذا ذهبت للمكسيك يجب أن تعيش في البراري لوقت قصير

Hey, eski çiftimiz başka bir yerde yaşamak zorunda.
يجب أن تعيش زوجتي القديمة في مكان ما

O zaman istediğin buysa... hayatını bir ölümlüyle paylaşmak istiyorsan... sen de ölümlü olarak yaşamalısın.
إذا نويت لتعيش حياتك مع فانية يجب أن تعيش حياتك أيضا كفانى

Yani, bu senin hayatın. Hayatını yaşamalısın, değil mi?
أعني, هذه حياتك يجب أن تعيش حياتك, حسناً ؟

Bana göre, her günü son günmüş gibi Yaşamalı.
أعتقد فحسب أنه يجب أن تعيش كل ليلة كما لو كانت الأخيرة

Hayat zor gelse, ölmek istesen de yaşamak zorundasın.
رغم أن الحياة عصيبة للغاية وأنت ترغب فى الموت، يجب أن تعيش.

- yaşamak zorunda.
إذاً يجب أن تعيش

Meksika'dayken bir süreliğine vahşi ortamlarda yaşamak zorunda kalabilirsin.
(تعلم , عندما تكون في (المكسيك يجب أن تعيش في البراري لبعض الوقت

Ben bir kediyim. Sen bir faresin. Bir delikte yaşamalısın.
أنا هرّ وأنت فأر يجب أن تعيش في ثقب

Burada bir ay benimle yaşamalısın.
أنت يجب أن تعيش معى هنا لمدة شهر0

Hani bize bakmıştın ya. Ben de okula senin sayende gittim ya. Üniversiteye gittiğimi görmek için de yaşamalısın.
يجب أن تعيش حتى ترانى وأنا أذهب إلى الجامعة، هيا!

Dul bir kadın hayatının sonuna kadar rahibe gibi mi Yaşamalı?
يجب أن تعيش أرملة مثل راهبة بقية حياتها؟

Yaşamalı ve bizi zafere götürmelisin.
يجب أن تعيش وتقودنا إلى النصر.

Sen yaşamı gerçek anlamıyla yaşamak zorundasın!
الآن أنت يجب أن تعيش بمعنى الحياة الحقيقية!

Bununla yaşamak zorundasın.
يجب أن تعيش معه و حسب