Hayatta kalmak istiyorsan bize açık açık anlatmak zorundasın. Aksi takdirde ben yokum. | Open Subtitles | ان كنتي تريدين ان تبقي حية , يجب عليكي ان تخبرينا كل شيئ |
Formanlara neler olduğunu söylemek zorundasın, Jackie. | Open Subtitles | جاكي ، يجب عليكي أن تخبري فورمان بما حصل |
Neden böyle mükemmel bir geceyi mahvetmek zorundasın? | Open Subtitles | لماذا يجب عليكي أن تفسدي أمسية في غاية الجمال كهذه؟ |
Yeterince sipariş O yıkamak gerekir, bilmiyorum. | Open Subtitles | يجب عليكي تنظيفها, انا لا اعلم كم تبقى لي من المهام بعد. |
Biliyor musun, Water Caddesi Kasabı yakalanmamışken, buralarda yalnız başına olmaman gerekir. | Open Subtitles | لا يجب عليكي التواجد هنا لوحدك مع تواجد سفاح وواتر ستريت |
Bence bu çocuğa bir şans daha vermelisin. | Open Subtitles | انا اعتقد انه يجب عليكي ان تعطي هذا الرجل فرصة اخرى |
Ayrıca verdiğin aranın bittiğini, ve işe geri dönüp blackjack oynatmaya devam etmen gerektiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | والان , انا اظن أنك تخطيتي حدودك وانه يجب عليكي ان ترجعي مؤخرتك إلى هناك وابدأي توزيع البلاك جاك انا اظن بأني سأفعل |
Beğenmek zorunda değilsin ama kabul etmek zorundasın. | Open Subtitles | انظري , لا يجب عليكي أن تعجبي بذلك لكن عليكي أن تتقبليه |
Bak, Connie, o herifi dışarı çıkarmak zorundasın, tamam mı? Şovun içine edecek. Lanet olsun! | Open Subtitles | حسنا كوني يجب عليكي ان تخرجي ذلك الرجل من هنا اليس كذلك |
'Alışmak zorundasın...' 'özellikle bu kişi oldukça mükemmel ve...' 'oldukça da güzel ise.' | Open Subtitles | يجب عليكي بالذات عندما يكون شخص كامل و جميل جدا |
Ne sorun olduğunu söylemek zorundasın bana, ciddiyim! | Open Subtitles | يجب عليكي أن تخبريني بالمشكلة ، أعني ذلك |
Ama sürekli tırmanmaya devam etmek zorundasın. | Open Subtitles | ولكن يجب عليكي فقط ان تستمري بتسلق تلك التلة |
Ne yazık ki birini seçmek zorundasın. | Open Subtitles | أخشى أنه يجب عليكي أن تختاري شيئاً |
Kuralları erkenden koyman gerekir. | Open Subtitles | من اجل علاقتكم يجب عليكي وضع القواعد مبكراً |
Önceden gidip prova yapmak gerekir. | Open Subtitles | يجب عليكي أن تصلي الى هناك و تتمرني |
Bazen risk alman gerekir. | Open Subtitles | احياناً يجب عليكي ان تجربي الأشياء |
Ancak bazı durumlarda, biraz da olsa insanlığa inancınız olması gerekir. | Open Subtitles | لكن يجب عليكي الايمان بالبشرية |
bu tuhaf küçük imgeyi bu bebekle yaşayan ve nefes alan kendinle şimdide birleştirmek için şöyle bir hikaye uydurman gerekir "burada 1 yaşındaydım, | Open Subtitles | حسنا,لتربطيهذهالطفلةفيهذهالصورة الغريبةالصغيرة ... بنفسك الحية و المتنفسة في الحاضر يجب عليكي أن تختلقي قصة مثل "هذه أنا عندما كان عمري سنة واحدة" |
Asmama izin vermelisin. Seninkini görmek için sabırsızlanıyorum Gibbs. | Open Subtitles | آبي لم اقصد شيئا بهذا - لقد احببت الرسم يجب عليكي ان تعطيني اياها لاعلقها |
Şu yaraların mikrop kapmasına izin vermelisin Lois. | Open Subtitles | لويس .. يجب عليكي ترك تلك الجروح تفسد |
Televizyonun aklını başından almasına bir son vermelisin! | Open Subtitles | ! يجب عليكي أن تتوقفي عن أن تتلهي بالتلفزيون! |
Sadece, işleri kontrol altında tutman tutman gerektiğini söylüyorum. | Open Subtitles | ما علي ان اقول هو يجب عليكي انت تكوني على اعلى قائمة هذه الاشياء |