"يجب عليه أن" - Translation from Arabic to Turkish

    • zorunda
        
    • gerekir
        
    • gerekirdi
        
    • gerektiğini
        
    Ama adam hayvanı serbest bırakmak zorunda çünkü bu hayvan için en iyisi. Open Subtitles لكن يجب عليه، يجب عليه أن يطلق سراح الحيوان لأن هذا الأفضل له.
    Piç. Yok, iyi. Şerif bunu gördüğünde bir şey yapmak zorunda kalacak. Open Subtitles كلا، هذا جيّد، عندما الشريف يرى هذا، يجب عليه أن يفعل شيئًا.
    Yani düşünün: bilgisayarınızı alıp nükleer bir reaktöre atıyorsunuz ve hala çalışmak zorunda. TED لذلك تخيلوا فقط: أنكم تأخذون حاسوبكم و تقومون بإلقائه في مفاعل نووي و مع ذلك يجب عليه أن يعمل.
    İnsan bir kez tanıdı mı, ne yapması gerekir? Open Subtitles ،وبمجرد أن يتعرف عليه مالذي يجب عليه أن يفعله؟
    Bakım işi Chien'e aitti. Onarımı yapması gerekirdi efendim. Open Subtitles تشين كان يتولى الصيانة و الإصلاح يا سيدي كان يجب عليه أن يصلحه يا سيدي
    Chris, objeyi roboton elinden alıyor, ve Baxter, elinden alınan objeyi yerine koymaya çalışmıyor. Geri dönüyor ve başka bir tane alması gerektiğini fark ediyor. TED وهنا أخذ كريس الغرض من يده ولم يحاول باكستر أن ينزله بل فهم أنه يجب عليه أن يجلب غرضاً آخر
    Her birimiz payımızı bir yerlere saklamak zorunda kalacağız. Open Subtitles كل منا يجب عليه أن يخفى نصيبه عن الآخرين
    Ne de olsa, kitabını getirmek zorunda değil. Open Subtitles ومع كل ذلك لم يكن يجب عليه أن يُحظر كتابك
    Yemeğini oturarak yemek zorunda, yerde yiyemez. Open Subtitles يجب عليه أن يجلس إلى المائدة ليأكل، لا يمكنه أن يأكل على الأرض
    Beynini bu saçma şeylerle doldurmuşlar. - İtaat etmek zorunda. Open Subtitles لقد قاموا بوضع كل هذا الهراء بداخل عقله ، و يجب عليه أن يطيع
    Evliliğin kutsallığına inanmak zorunda. Yoksa Tanrı onu cezalandırır. Open Subtitles يجب عليه أن يصلح الزواج ، وإلا ربه سيعاقبه
    Tatlım onun arabasını aldın. Heryere yürümek zorunda kalıyor. Open Subtitles عزيزي ، لقد اخذت سيارته يجب عليه أن يمشي في كل مكان
    Bir dakika. Önce kaderini tamamlamak zorunda olması ne demek? Open Subtitles يجب عليه أن يبقى حياً فى الظلمة القادمة و المعارك ,المذابح , و الاوبئة
    Bir shinobi takımları şekillendirmek zorunda olduğu zamanlardaki durumu anlayabilmelidir. Open Subtitles يجب أن يعلم الننجا في بعض الحالات بأنه في وقت من الأوقات يجب عليه أن يشكل فريق
    Zamanını insanların neden geç kaldığını dinleyerek harcamak zorunda kalmamalı. Open Subtitles لا يجب عليه أن يضيع الوقت في سماع أسباب تأخر الأشخاص
    Bir şeyler yapmak zorunda. 3 Saniye. 2 saniye. Open Subtitles يجب عليه أن يفعل شيئاً , ثلاث ثواني , والآن إثنان.
    Kalanlar da koruyucu giysi giymek zorunda kalacak. Open Subtitles أي شخص آخر يجب عليه أن يرتدى البدلة الواقية
    Benim menajerliğimi yapabilecek birinin... bu tür şeyleri yapması gerekir. Open Subtitles يجب عليه أن يتعامل مع هذا النوع من المشاكل أوه, ولكننى أحضرت لك بقية الأشياء التى طلبتها
    Ama acaba dişiyi etkilemek için ne yapması gerekir. Open Subtitles لكن ، ماذا يجب عليه أن يفعل ليثير أعجابها ؟
    Herkesi vurmak isteseydi tekrar doldurması gerekirdi. Open Subtitles كان يجب عليه أن يعيد التعبأه إذا كان يريد أن يقتل الجميع
    Ama bana ceza vermemesi gerektiğini düşünüyordum. Open Subtitles لكني شعرت بأنه ما كان يجب عليه أن يعاقبني مطلقاً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more