| Çok zor, çünkü kötü adamı oynamak zorundayım. -bilirsin ya. | Open Subtitles | المسألة صعبة، أنه يجب عليّ أن أكون الشخص السيئ، أتعلمين؟ |
| Artı, bir de ara ofisin maliyetini ödemek zorundayım. | TED | بالإضافة إلى ذلك، يجب عليّ أن أدفع للمكتب الأوسط. |
| Ne söylemem gerektiğini bilmiyorum. Bir şey söylemene gerrek yok Charley... | Open Subtitles | أنا لست متأكداً أنه يجب عليّ أن أقول ذلك أم لا |
| Fakat bundan sonra kendi davam uğruna hareket etmem gerektiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | ولكن أنا أعتقد أن يجب عليّ أن أتبع طريقي من الأن. |
| Aşk üçgenlerinin ayrıntılarını bilmiyor olmama rağmen onları tanımak zorunda oluğumu derinden hissettim. | TED | على الرغم من أنني لا أعرف شيئًا عن تفاصيل حبهم الثلاثي شعرت أنّه يجب عليّ أن أكتشف من يكونون. |
| bir kişinin kullandığı, şey, bunlar sorumluluğu tek başıma almam gereken şeylerdi. | Open Subtitles | أما عن باقي الأسباب حسنٌ, تلك هي الأسباب التي لأجلها يجب عليّ أن أتحمل اللوم وحدي |
| Sonra da gittim çünkü çıkış noktalarından birinin Nil Nehri'nin kaynağı olup olmadığını tespit etmem için gölün kuzey ucunu araştırmam gerekiyordu hâlâ. | Open Subtitles | ثم غادرت لأنه كان يجب عليّ أن أستطلِع الجزء الشمالي من البحيرة للتأكد من وجود أي منابِع |
| Benim romancı olmam için kendimle bir anlaşma yapıp ticari açıdan geçen yüzyılda ölmüş bir meslekte vasatlığı kabul etmiş olmam gerekirdi. | Open Subtitles | . يجب عليّ أن أعقد صفقة مع نفسي ذلك يكون مناسباً لتكون شخص متوسط القدرة في مهنة تلاشت تجارياً في القرن الماضي |
| Yapmak zorundayım. | Open Subtitles | حسناً، يجب عليّ أن أفعل إنه سيكتشف الأمر |
| Her halükarda yanılıyorsun. Onunla evlenmek zorundayım. | Open Subtitles | ولكنك مخطئ على أيه حال يجب عليّ أن أتزوجه |
| Sormak zorundayım. Onun ahırda olduğunu biliyor muydun? | Open Subtitles | يجب عليّ أن اسألكِ، أعلمتِ بأنها كانت في الحظيرة؟ |
| Sormak zorundayım. Onun ahırda olduğunu biliyor muydun? | Open Subtitles | يجب عليّ أن اسألكِ، أعلمتِ بأنها كانت في الحظيرة؟ |
| Önümüzdeki ay yetimhaneden ayrılmak zorundayım. | Open Subtitles | يجب عليّ أن أغادر المكان في الشهر القادم |
| Sen de mi bir kraliçeyi öldürmem gerektiğini söylemeye geldin? | Open Subtitles | هل أنت هنا لتعلمني بأنه يجب عليّ أن أقتل الملكة ؟ |
| Birisi onları malzeme odasında yakalamış, sana söylemem gerektiğini düşündüm, Veronica. | Open Subtitles | أحد الأشخاص دخل عليهم وهم في غرفة المُعدات وأعتقدت أنه يجب عليّ أن أُخبركِ ، فيرونيكا، أنا أسف لكن لماذا؟ |
| Ama sen gelene kadar dayanmam gerektiğini biliyordum. | Open Subtitles | ولكنّني كنتُ أعلم أنّه يجب عليّ أن أبقى على قيد الحياة حتّى تأتين لرؤيتي |
| Başkaları keyif yaparken, ben yıkanmak zorunda kalıyorum. | Open Subtitles | بينمـا يتســكّـع آخــرون أنا يجب عليّ أن أستحمّ |
| Pekala, kendisiyle ofisimde görüşmek zorunda kalacağım çünkü ihtiyaç duyduğum tonlarca bilgi almam lazım. | Open Subtitles | حسناً , يجب عليّ أن أتحدث إليها بمكتبي لأن هناك طنّاً من المعلومات التي سوف أحتاجها |
| Yağlı, yaşlı hippiyle çay içmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | كان يجب عليّ أن اشرب الشاهي مع ذلك الرجل الكبيّر |
| Halletmem gereken birkaç gölge var. | Open Subtitles | يجب عليّ أن أتعامل مع بعض الظلال الصعبة. |
| Tek yapmam gereken şey düğmelerine bir kez basmak, Böylece hiçbir şeyi duymam. | Open Subtitles | وكلّ يجب عليّ أن أفعله هو الضغط علي ذلك الزرّ مرّة واحدة و لا أستطيع أن أسمع شيء |
| Yarım saat boyunca tanımadığım biriyle konuşmam gerekiyordu... | Open Subtitles | كان يجب عليّ أن أدير حواراً لمدة 30 دقيقة |
| Seni hastanede daha çok ziyaret etmem gerekirdi ama... | Open Subtitles | كان يجب عليّ أن أذهب لزيارتك في المستشفى، ولكن.. |
| Para bu adada hiçbir halta yaramadığı için de, insanlara sevdikleri bişey vermeliyim... ve onlar eti seviyor. | Open Subtitles | بما أنّ المال لا يعني شيئاً على هذه الجزيرة يجب عليّ أن أقدّم للناس شيئا يحبّونه و الناس يحبّون الطعام |