"يجدهم" - Translation from Arabic to Turkish

    • bulamaz
        
    • bulacak
        
    • bulunmak
        
    • onları bulup
        
    • onları bulana
        
    Eğer kahrolası polisler ve kahrolası iz sürücüler ve kahrolası köpekler onları bulamazsa hiçbir kahrolası bulamaz. Open Subtitles اذا كانو الشرطة اللعينين والكلب اللعين لم يجدهم حسنا، لايمكن لاحد ان يجدهم
    Cylon'lar onları burada bulamaz. Open Subtitles لن يجدهم السيلونز هنا
    "Onları bulacak Tek Yüzük..." Open Subtitles خاتم واحد يجدهم جميعا
    Almanlar onları bulacak! Open Subtitles سوف يجدهم الألمان!
    Her iyi dedektif, bulunmak istemeyen insanları bulabilmelidir. Open Subtitles كل محقق جيد يحتاج أن يكون قادراً على إيجاد الأشخاص الذي يرغبون بالأ يجدهم أحد.
    Bizi internette bulamazsınız, çünkü bize başvuran insanlar bulunmak istemiyor. Open Subtitles لن تجدينا على الإنترنت لأن الناس الذين يأتون إلى هنا لا يريدون أن يجدهم أحد
    Kızıl Şapkalılar anıt duvarından fotoğrafları kaldırdıkları zaman bazen bir fare onları bulup bana getirir. Open Subtitles عندما قام القبعات الحمر بأزالة الصور من النصب التذكاري للجدار, بعض الأحيان هناك فأر صغير يجدهم ويحضرهم ألي
    Ama birileri onları bulana kadar ölmüş olurlar. Open Subtitles لكنهمسيكونواموتى، قبل أنّ يجدهم أيّ شخصٌ آخر.
    Kimse onları bulamaz. Open Subtitles لا احد يستطيع أن يجدهم
    Kimse onları bulamaz. Open Subtitles لا احد يستطيع أن يجدهم
    Ama onları asla bulamaz. Yani ada kayboldu. Open Subtitles -ولكنّه لن يجدهم أبداً
    Reynolds biri onları bulacak diye endişeleniyordu. Open Subtitles ان(رينولدز) قلق من أن يجدهم أحد
    Onları bulacak. Open Subtitles سوف يجدهم
    Bunun gibi az sayıdaki uzay limanları bulunmak istemeyenler için bir cennet. Open Subtitles بعض مرافيء الفضاء مثل هذا... هي جنة لهؤلاء اللذين لا يرغبون في أن يجدهم أحد.
    Ama bulunmak istemiyorlar dostum. Open Subtitles .لا يردون أن يجدهم أحد يا رجل
    bulunmak istemiyorlar, tamam mı? Open Subtitles لا يريدوا أن يجدهم أحد.
    Kızıl Şapkalılar anıt duvarından fotoğrafları kaldırdıkları zaman bazen bir fare onları bulup bana getirir. Open Subtitles عندما قام القبعات الحمر بأزالة الصور من النصب التذكاري للجدار، بعض الأحيان هناك فأر صغير يجدهم ويحضرهم ألي
    Lobo, onları bulana kadar peşlerini bırakmayacak. Open Subtitles تعرف، (لوبو) لن يتوقف عن إصطيادهم حتى يجدهم.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more