| Annelik yapma içgüdüsü öyle kuvvetlidir ki, dişiler buldukları herhangi bir yavruya, annelik etmek için rekabet bile ederler. | Open Subtitles | الرغبة في الأبوة تكون قوية للغاية ، لدرجة أنهم سوف يتنافسون مع بعضهم البعض ليتبنوا أي فرخ يجدونه. |
| İnsanlar onu arıyor ve bulacaklar da. | Open Subtitles | الناس يبحثون عنه, وسوف يجدونه. |
| Dalgıçlar hâlâ taksiyi arıyorlar bulur bulmaz, plakayı hemen Taşıt Tanıma'ya gönderirler. | Open Subtitles | مازالوا يبحثون عن التاكسي.. وعندم يجدونه سينتشلونه إلى دائرة التحقيق لبحثوا عن أدلة |
| Diğer tacirlere, satıcılara ondan kim mal almak isterse onu orada buluyor, tamam mı? | Open Subtitles | التجار الآخرون الذين يرغبون بلقائه يجدونه هناك ، حسنا ؟ |
| Ona her ne verdiysen, sana garanti ederim onu bulacaklardır. | Open Subtitles | أي كان الشيء الذي وضعت في جسدها، أوكد لك، أنهم سوف يجدونه. |
| Zauberbiestler ve Hexenbiestler gücü çekici bulurlar. | Open Subtitles | زوبربيست وهيكسنبيست يجدونه جذاب للغايه |
| Uçma denemeleri yaparlar Doğada nasıl yemek bulacaklarını öğrenirler. ve sosyalleşebilirler aynı türden başka hayvanlarla | TED | يمارسون طيرانهم. ويتعلمون كيفية التعرف على طعامهم، الذي يجدونه في الطبيعة. ويقدرون على مخالطة كائنات أخرى من نفس الفصائل. |
| ...polise gitmek istediğini düşünüyordum ama eğer yüzüğü bulabileceklerini bilirsen sessiz kalacağını biliyordum. | Open Subtitles | كنت ارى أنك ستذهبين للشرطة تلك الليلة ولكني عرفت إنك ظننتي أنهم قد يجدونه ستبقين هادئة |
| Küçümserler ve iyiliği buldukları her yerde yok etmeye çalışırlar ki senin ölmeni bu yüzden istedi. | Open Subtitles | التشاؤم والبحث عن تدمير الخير اينما يجدونه ولذلك هي ارادتك أن تموت |
| Haydut diyarı. buldukları her gringoyu öldürürler. | Open Subtitles | بلدة قطاع طرق ويقتلون أى غريب يجدونه. |
| Onu buldukları zaman tanınmaz halde olacaktır. | Open Subtitles | لن يتم التعرف عليه بالوقت الذي يجدونه |
| Eğer çatlak varsa,onlar bulacaklar. | Open Subtitles | إذا كان هنالك تسرب سوف يجدونه |
| Onu bulacaklar. İyi olacaktır. | Open Subtitles | سوف يجدونه سيكون بخير . |
| Onu bulacaklar. | Open Subtitles | سوف يجدونه |
| Ama Merdivene ihtiyacı olan kişiler onu bulur. | Open Subtitles | أؤلئك الذين يحتاجون السُلَّم يجدونه |
| Kadınlar onu çok çekici bulur. | Open Subtitles | النساء يجدونه جذابا جدا |
| Kimse burada çalışmak istemiyor. İnsanlar burayı sinir bozucu buluyor. | Open Subtitles | لا أحد يريد العمل هنا الناس يجدونه مخيفاً |
| Öyle bir frekansda şarkı söylüyorlar ki benim hassas kulaklarım bunu rahatsız edici buluyor! | Open Subtitles | إنهم يغنون على تردد أذناى المتربتان عاليا يجدونه ! |
| Sanırım, insanlar bunu çok ilginç bulacaklardır, gerçekten de. | Open Subtitles | اعتقد, ان الناس سوف يجدونه امراً ممتعاً, بالتأكيد |
| Buna inan. Onu bulacaklardır | Open Subtitles | تحلي ببعض الأيمان,سوف يجدونه |
| Ve senin cesedini bulurlar. | Open Subtitles | وكل ماسوف يجدونه هو جثتك |
| Ve onların ne bulacaklarını bildiğini sanıyorum. | Open Subtitles | و اظنك تعلم ما سوف يجدونه |
| ...polise gitmek istediğini düşünüyordum ama eğer yüzüğü bulabileceklerini bilirsen sessiz kalacağını biliyordum. | Open Subtitles | كنت ارى أنك ستذهبين للشرطة تلك الليلة ولكني عرفت إنك ظننتي أنهم قد يجدونه ستبقين هادئة |