| Bunun da tasarımcılar olarak bizi alıcılarımıza karşı sorumlu tuttuğuna inanıyoruz. | TED | ونحن بصفتنا مصممين، نؤمن بأن هذا ما يجعلنا محاسبين أمام زبائننا |
| Bu bizi biraz saf ve çok, çok tahmin edilebilir yapıyor. | TED | ما يجعلنا سذجا شيئا ما، ويمكن التنبؤ بما نريد بسهولة جدا. |
| Charlie, kitabın, ben ve Emily varız. bizi zengin yapan şey bu. | Open Subtitles | شارلي , انت لديك كتابك , لديك انا واملي وهذا يجعلنا اغنياء |
| bize sunulacak her şey için, Rabbim bizi gerçek şükredenlerden eylesin. Amin. | Open Subtitles | عندما نوشك أن نرحب به ربما الرب يجعلنا نشعر بالإمتنان حقا ،آمين. |
| Öldük ve tekrar tekrar doğduk. Bu bizi kahraman yapar. | Open Subtitles | لقد متنا و ولدنا من جديد و هذا يجعلنا أبطالاً |
| Bu yüzden haklı olduğumuz konusunda ısrar ederiz, çünkü bu bizim sorumluluk sahibi, zeki erdemli ve güvende hisetmemizi sağlar. | TED | لذا نحن نصر دوماً على اننا مصيبون دوماً لان هذا الاصرار يجعلنا نشعر اننا اذكياء وذوي مسؤولية وحيوين وآمنين |
| Bunu yasa dışı yapmak, çoğumuzun tek başına çalışması demektir. Ki bu bizi şiddet içeren suçlara karşı savunmasız bırakır. | TED | بجعل ذلك غير قانوني يعني أن الكثيرين منا يعملون بصفة فردية، من الواضح أن ذلك يجعلنا عرضة لمرتكبي أعمال العنف. |
| Bu muhteşem coşku bizi hem gençleştiriyor ama aynı zamanda yaşlandırıyor da. | Open Subtitles | هذا الحماس الرائع يجعلنا . صعفاء لكن عظماء جداً فى نفس الوقت |
| Birbirimize yardım edebilmemiz için bizi bir süre güçlü kılar. | Open Subtitles | إنه يجعلنا أقوياء فقط لفتره حتى يمكننا مساعدة بعضنا البعض |
| Charlie, kitabın, ben ve Emily varız. bizi zengin yapan şey bu. | Open Subtitles | شارلي , انت لديك كتابك , لديك انا واملي وهذا يجعلنا اغنياء |
| Sadece kasabamızı istemiyorlar bizi Tanrı'nın kulu yapan şeyi de istiyorlar. | Open Subtitles | لانهم لا يريدون مدينتنا فحسب أنهم يريدون ما يجعلنا مخلوقات الله |
| Şimdi bize düşen de, yapacağı bu cesur yardımı en iyi şekilde değerlendirmek. | Open Subtitles | هذا يجعلنا الآن نقرّر أفضل طريقة للمواصلة، مستغلّين عرض المساعدة الشجاع الذي قدّمه. |
| Hislerimiz hakkında dürüst olmak bizi güçsüz kılmaz: bizi insan yapar. | TED | أن نكون صادقين حول ماهية مشاعرنا لا يجعلنا ضعفاء؛ بل يجعلنا بشراً. |
| Yumuşak hâliyle mantis karidesi kavgaya karşı duramaz– o yüzden davranışının blöf olduğuna emin olabiliriz. | TED | في حالته الضعيفة، لن يستطيع جمبري السرعوف تحمل الصراع، مما يجعلنا واثقين بأن سلوكها عبارة عن خدعة. |
| Ben de hileden hoşlanmam, böylece ödeşmiş oluyoruz. | Open Subtitles | أنا لا أحب ايضا الحيل، بحيث هذا يجعلنا متساويين. |
| Ben kendi içimdeki ulusalcı düşüncelere daldığım zaman küresel dünya ile ulusal kimlik çatışması yaşıyorum: bizi özel ve farklı kılan ve bizi bir arada tutan şeyleri tam olarak nasıl muhafaza edeceğiz? | TED | أنا أعرف أنني إذا سبرت أغوار مشاعري، فإحدى مصادر قلقي فيما يخص العالم العولمي هي الهوية القومية: كيف لنا أن نحافظ على ما يجعلنا متميزين، وما يجعلنا متفردين، وما يقربنا من بعضنا البعض؟ |
| İnsanların ve ailelerin gururu, yarattığımız her şeyi kontrol edebileceğimiz sanmamızı sağlar. | Open Subtitles | غرور الانسان ووالديه أيضــا, يجعلنا نعتقد اننا بإمكاننا التحكم بكل ما نصنعه, |
| Bu durumda biz bu doğrudayız ve HAB'e giden doğru burada. | Open Subtitles | مما يجعلنا فى خط هنا مما يجعل الخط الى الهاب هناك |
| Merak eden şimdi iki kişi olduk. | Open Subtitles | هذا يجعلنا نحن الأثنين نحتاج لتفسير أنا لا اعلم |
| Bazen bizim bir planlayıcımız varsa, işlediğimiz suç bizi düşündürür. | Open Subtitles | أحياناً الذنب يجعلنا يظن بأنهم يعرفون هذه خدعة نضعها بأنفسنا |
| Ve sen burada zamanda oynama yapıyor aynı günü defalarca yaşamamıza sebep oluyorsun. | Open Subtitles | وأنتِ هنا في الخارج تلاعبين بالزمن، مما يجعلنا نكرّر اليوم نفسه مراراً وتكراراً |
| bizi yıkmayı umuyorlar. Ama bu bizi yalnızca daha güçlü yapacak. | Open Subtitles | إنهم يتوقعون أن يدمرونا لكن هذا فقط سوف يجعلنا أقوى |