| Olay şu ki son gittiğim de yanımda oturan bir adam vardı. | Open Subtitles | واليك هذا شيء , آخر مرة ذهبت كان هناك رجل يجلس بجواري |
| İyi bir koltukmuş. Yıllardır yanımda oturan kimse olmamıştı. | Open Subtitles | حصلت علي مقعد جيد ، ولم أحظي بأحد يجلس بجواري لسنوات |
| O tahtı hak eden tek kişi, yanımda oturan adam. | Open Subtitles | الشخص الوحيد الذي يستحق أن يكون العرش الذي هو الشخص الذي يجلس بجواري. |
| Birinci sınıfta yanımda oturan adam ona yardım etmem için para teklif etti. | Open Subtitles | الرجل الذي كان يجلس بجواري في الدرجة الأولى، عرض عليّ الكثير من المال لمساعدته. |
| Sanırım İspanyolca dersinde yanımda oturuyordu. | Open Subtitles | اعتقد انه يجلس بجواري في صف الاسبانية |
| Jared, yanımda oturuyordu. | Open Subtitles | -وكان (جاريد) يجلس بجواري |
| Sınıf arkadaşlarımın çoğunda, tuhaf bir sessizlik vardı. Ta ki yanımda oturan arkadaşlarımdan biri, okulun en havalı çocuklarından Steven, bana doğru eğildi ve başıma öyle bir darbe indirdi ki... | TED | ثم عم الصمت الغريب من معظم زملائي، حتى أحد أصدقائي الذي يجلس بجواري واحد من الأطفال ، ستيفن، توجه نحوي ولكمني على وجهي بقوة |