Kız suda değil, Jezzie. Soneji onu hala elinde tutuyor. | Open Subtitles | إنها ليست في الماء، جيزى سونجى ما زال يحتجزها |
Ve şüphesiz, bir yerlerde onu rehin tutuyor, muhtemelen sihirli gizlenmiş. | Open Subtitles | و بالتأكيد ، أنه يحتجزها كرهينة في مكان ما غالباً في مكان سحري |
Zoom kaçırdı onu. Benden onu mu gördün mü? | Open Subtitles | و(زووم) يحتجزها لقد أحسست هزاتي |
Onu Widener kaçırdı. | Open Subtitles | (وايدنر) هو الذي يحتجزها |
Kızım elinde. Onu hapsetti. | Open Subtitles | إنها بحوزته، وهو يحتجزها قسراً رغم إرادتها. |
Belle'i hapsetti, onu zindana kapattı. | Open Subtitles | أخذ (بيلا وفي زنزانة يحتجزها |
Şu ana kadar elinde sadece bir kadın kurbanı tuttuğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | لغاية الان نظن انه عفا عن المرأة الوحيدة التي ما زال يحتجزها |
Nerede olduğunu görebildin mi? Kimin onu orada tuttuğunu görebildin mi? | Open Subtitles | هل استطعتِ أنْ تري أين كانت و مَنْ يحتجزها هناك؟ |
Hala onu elinde tutyor, değil mi? | Open Subtitles | انه لازال يحتجزها , مفهوم ؟ |
Nadia'yı, Fox Hole'da tutuyor. Onu kurtarmam lazım. - Tek mi? | Open Subtitles | إنه يحتجزها في الملهى عليّ إخراجها من هناك 634 |
Emirinde çalıştırdığın adamın var ya, onu patronu onu elinde tutuyor. | Open Subtitles | انها بحوزة الرجل الذى تعمل لديه والذى طلب الافيون,انه يحتجزها |
Eminim o psikopat onu oralarda bir yerde tutuyor. | Open Subtitles | وأثق بأن المعتوه يحتجزها في مكان ما |
Şimdi onu bir tutsakmış gibi elinde tutuyor. Onu, geri getirmeye çalıştım. | Open Subtitles | والأن يحتجزها كالسجينة، حاولت الوصول إليها... |
Onu Widener kaçırdı. | Open Subtitles | (وايدنر) هو الذي يحتجزها |
Şu anda eski müşterilerinden birinin onu zorla tuttuğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | والآن أعتقد أن أحد زبائنها القدامى يحتجزها بالغصب |
Onu nerede tuttuğunu bilmiyoruz. | Open Subtitles | لا نعرف أينْ يحتجزها |
Hala onu elinde tutyor, değil mi? | Open Subtitles | انه لازال يحتجزها , مفهوم ؟ |