"يحتجزونه" - Translation from Arabic to Turkish

    • tutuyorlar
        
    • tuttuklarını
        
    • ellerinde
        
    • tuttukları
        
    • tutuyorlarmış
        
    • tarafından kaçırılan
        
    Mühendislik okulunun bodrumunda tutuyorlar onu. Open Subtitles إنهم يحتجزونه فى الطابق السفلى من المدرسة الميكانيكية البحرية
    Şu anda onu göçmenlik ihlali için tutuyorlar. Open Subtitles والآن يحتجزونه بتهمة انتهاك قوانين الهجرة.
    Onu nerede tuttuklarını bul ve beni içeri sok. Open Subtitles أُريدُكِ أن تعرفي أين يحتجزونه ثم خذيني إلى هناك
    Vardığında onu hangi hücrede tuttuklarını öğrenmem gerekecek. Open Subtitles و حالما يصل، أريد الاسم المستعار الذي يحتجزونه تحته.
    Evet, ama Will ellerinde, nerede veya niçin olduğunu yalnızca Tanrı biliyor. Open Subtitles نعم,لكنهم يحتجزونه و الرب وحده يعرف اين او لماذا.كيف يكون ذلك جيدا؟
    Bay Vale, Tarek'ı ziyaret edemeyeceğimi biliyorum. Sadece onu tuttukları yeri görmek istiyorum. Open Subtitles أعرف أنني لا أستطيع أن أزور طارق أريد أن ارى المكان الذي يحتجزونه فيه
    Onu Edna'da tutuyorlarmış, duyduğuma göre. Open Subtitles "إنّهم يحتجزونه في "إيدنا بحسب آخر ما سمعته
    Kaybedilen sevkiyatın parasını alıncaya kadar ellerinde tutuyorlar sadece. Open Subtitles إنهم يحتجزونه حتى يحصلوا على أموالهم من أجل الشحنة الضائعة.
    Hâlâ ilçe hapishanesinde tutuyorlar. Open Subtitles مازالوا يحتجزونه في سجن المقاطعه
    Sence onu burada mı tutuyorlar? Open Subtitles ‫أتظنين أن "جايمس" بخير؟ ‫هل يحتجزونه برأيك هنا؟
    Şimdi onu nerede tutuyorlar? Open Subtitles أين يحتجزونه الآن؟
    - Şu anda nerede tutuyorlar onu? Open Subtitles أين يحتجزونه الآن؟
    Ama Bauer'u ele geçirdiklerinde, nerede tuttuklarını öğreneceğim. Open Subtitles لكن حالما يمسكوا بـ(باور) سأعرف أين يحتجزونه
    Bauer'u ele geçirdiklerinde, nerede tuttuklarını öğreneceğim. Open Subtitles لكن حالما يمسكوا بـ(باور) سأعرف أين يحتجزونه
    - Onu Amerikan Büyükelçiliğinde tuttuklarını biliyor musunuz? Open Subtitles -تعرف بأنهم يحتجزونه بالسفارة الأمريكية؟ -أجل .
    Bir saatten uzun süredir ellerinde. Open Subtitles إنهم يحتجزونه منذ ساعة.
    Bu görüntü onu tuttukları yerden geliyor. Open Subtitles تلك الصورة تأتي من المكان الذي يحتجزونه فيه
    Yukarıda tuttukları adam, Ben Wade! Open Subtitles هذا (بين وايد) الذي يحتجزونه بالأعلى
    Onu Kral'ın giysi odasında tutuyorlarmış. Open Subtitles علمت أنهم يحتجزونه في غرفة ملابس الملك
    Salazarlar tarafından kaçırılan Kyle Singer'da Cordila virüsüne rastlanmadı ve sağlığı tamamen yerinde. Open Subtitles (كايل سينجر) ...الذى كان رجال (سالازار) يحتجزونه لم يكن حاملاً لفيروس "كورديلا" واتضح أنه بصحة جيدة جداً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more