"يحسون" - Translation from Arabic to Turkish

    • hisseder
        
    • hissediyorlar
        
    Bu grup, büyük olduğu için kendini güvende hisseder. Oysa sadece büyük bir hedef oluştururlar. Open Subtitles يحسون بالأمان لأن ذلك كبير إنهم يختارون أهداف كبيرة فقط
    Kurbanlar olaydaki gelişmelerin sonrasında karmaşık hisseder. Open Subtitles ضحايا الجرائم عادة ما يحسون بالتناقض بعد الحادث
    Bazı programları kullanmak çok zor çünkü bazıları anlaşılamaz insanlar kılavuzu okumaları gerektiklerini hisseder. Bu yüzden ben de -- TED من الصعب استخدام برنامج ما لأنه، كما تعلمون، يصعب الوصول إليه، الناس يحسون كأنهم يجب عليهم قراءة دليل الاستخدام. لذا أنا احاول –
    ya da çocukların çok uzun zaman hareketsiz oturmalarını mı istiyoruz, ve erkek çocukların kendilerini beceriksiz hissediyorlar? TED أم ذلك بسبب أن الأطفال يقضون أوقات طويلة ، حيث أن الأولاد يحسون أو يميلون للفشل ؟
    Amerika'daki Müslümanlar dinlerini yaşarken, kendilerini, bir çok Müslüman ülkeye göre daha özgür hissediyorlar. Open Subtitles المسلمون هنا فى أمريكا يحسون بأنهم أحرارا فى ممارسة شعائرهم الدينية
    ... Köpekler gibi, onlar da, hisseder, doğru sever Open Subtitles كالكلاب هم ايضا يحسون بالحب الحقيقي..
    İnsanlar acı hisseder. Open Subtitles البشر يحسون بالألم.
    Bay Richmond hastalar sık sık bacaklarında bir ağrı hisseder ancak bu genellikle hayali bir ağrıdır. Duyusal bir fenomen-- Open Subtitles سيّد (ريتشموند) أغلب المرضى يحسون ببعض الألم بسيقانهم لكنّه ألم طرفي شّبَحي، ظاهرة حسيـّــة...
    Birçok eski mahkum silah taşır, Toby. Öyle kendilerini daha güvende hissediyorlar. Open Subtitles العديد من المتهمين يحملون مسدسا هم يحسون بالأمان هكذا
    Kendilerinden çıkardıkları onca şeyi, şu anda hissediyorlar! Open Subtitles كل تلك الأشياء التي منعوها عن أنفسهم يحسون بها الآن

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more