"يحضروا" - Translation from Arabic to Turkish

• getirmek
• getirmelerini
• getirsinler
• gelmediler
• onlar
• gelmezler
• getirirler
• gelmelerini
• getirmediler
• gelmedi
• yollamazlar
• gelmeyecekler
• getirmesinler

İnsanlara hortum ve hava tüplerini 10/F'ye getirmek için aşağı inmelerini söyleyin.
أخبر الناس بالأسفل أن يحضروا الخرطوم وإسطوانات الهواء إلى الطابق الـ 10.

Hisselerini buraya getirmelerini söyle ve bir dolar başına yarım sent vereceğim.
أخبرهم بأن يحضروا أسهمهم إلى هنا وسأدفع خمسون سنت لكل دولار

Dünyanın en büyük komedyenini getirsinler bana.
أخبرهم أن يحضروا لي أعظم كوميديان في العالم

Ölüm sebebinden dolayı cenazeye gelmediler.
لم يحضروا الجنازة عندما عرفوا سبب كيفية وفاته

onlar,Tommy bize yardim etmek istediği için,burdalar.
حضروا إلى هنا لأن تومي أخبرهم أن يحضروا ويحاولوا مساعدتنا

İstediğin kadar çağır hiç gelmezler.
يمكنك الاتصال عدد المرات التى تريدين لكنهم لن يحضروا

Doğru. Memlekette genellikle topu bana getirirler. Tamam.
نعم، لقد اعتدت أن يحضروا الكرة إليّ في السابق

Bütün çocuklara Noel arefesinde duaya gelmelerini istediğimizi söyle.
أخبر الفتيان أننا نأمل أن يحضروا كلّهم للكنيسة عشيّة عيد الميلاد.

Dün gece çaylaklar kamyonu getirmediler limana.
بالنسبة للأتباع لم يحضروا مع تلك الشاحنة بالأمس

Bir kadını getirmek zorunda kalışlarını... anlıyorum.
هل تعلم انني اتفهم هذا كان عليهم ان يحضروا آنثي لكم

Bazen düşünüyorum da, aşk doğanın bize oynadığı bir oyun sırf dünyaya daha fazla ağlayan bebek getirmek için.
أحياناً أظن أن الحب عباة عن خدعة فوق مقدرتنا لتجمع الناس مع بعضهم حتى يحضروا المزيد من الأطفال الى هذا العالم

Böyle bir yere neden çocuklarını getirmek istersin ki?
لم يريدون ان يحضروا اولادهم لمكان كهذا ؟

Hisselerini buraya getirmelerini söyle ve bir dolar başına yarım sent vereceğim. Hiçbir fırsatı kaçırmıyorsunuz. Ama bunu kaçıracaksınız.
أخبرهم بأن يحضروا أسهمهم إلى هنا وسأدفع خمسون سنت لكل دولار

Köydeki erkeklere küreklerini getirmelerini söyledi.
بطلب كل رجال القرية أن يحضروا معاولهم إلى مركز القرية

Vazelin ve ustura getirmelerini söyle.
أخبريهم أن يحضروا الفازلين وشفرات الحلاقة

Biletler benim adıma. Bir de yeğenlerine söyle eldivenlerini getirsinler.
بإسمي, وأخبري لأطفال اختك أن يحضروا قفازاتهم

Ve bu şifalı şeyden daha getirsinler.
واخبرهم ان يحضروا المزيد من الادوات الطبيه

Buradan gelmediler.
حسنا ,انهم لم يحضروا من هنا.

Onları kutsal ruhunla iyileştir, onlar tekrar kilisenizde doğabilecekler böylece senin görkemli krallığının mirasçıları olabilecekler.
أمسحيهم بالروح القدس و التى يمكن أن تولد ثانية فى كنيستك المقدسه و الذين يمكن أن يحضروا فى مملكتك الخالده

Umarım hepsi bir anda gelmezler.
أتمنّى فقط ان لا يحضروا حالا.

Bir evde ölüm olduğunda komşular yemek getirirler... hastalara ise çiçek taşırlar... arada da küçük şeyler getirirler.
الجيران يحضروا الطعام عند الموت .... والزهور عن المرض

Düğüne bilmeyerek gelmelerini istemiyorum.
لا أريدهم أن يحضروا إلى زفافنا وهم لا يعلمون

Sana hala bir aspirin getirmediler mi?
ألم يحضروا لك أسبيرين حتى الآن؟

Hava desteği istedim ama gelmedi.
لقد إتصلتُ بالدعم الجوي، و لكنهم لم يحضروا.

Yanında kalır ve seninle konuşursam, limuzin yollamazlar ve havalanına gidemem.
إذا بقيت هنا أحدثك لن يحضروا الليموزين

gelmeyecekler. Onlarla Japonya'da görüşeceğim.
انهم لن يحضروا , انا سوف اقابلهم باليابان

Karşımıza daha fazla asker getirmesinler diye köprüyü patlattık.
لذا فجرنا الجسر حتي لا يحضروا مزيد من القوات عبره