Yakıcı bir ölümün birkaç santim üzerindeyim aklımdakini söyleme hakkım var. | Open Subtitles | مهلاً نحن على وشك أن نُحرق حتى الموت يحق لي أن أُفصح عما يدور في خلدي |
Bence, senin gibi muhteşem bir varlığa karşı üstün olmak için... kafanı karıştırmaya hakkım var. | Open Subtitles | لكن أظن أنه يحق لي أن أتحير عندما أكون أمام مخلوقٍ جميلٍ مثلك. |
Bu, hâlâ oğlumu görme hakkım var demek, değil mi? | Open Subtitles | هذا يعني أنه لا يزال يحق لي أن أرَ ابني, أليس كذلك؟ |
birine sahip olamazmıyım ? | Open Subtitles | ألا يحق لي أن أتصرّف بخلاف ما اعتدتم عليه؟ |
hiç üzgün olamazmıyım ? | Open Subtitles | ألا يحق لي أن أشعر بالاستياء؟ |
Belki de bu giysiyi giymeye hakkım yoktur. | Open Subtitles | ربما لا يحق لي أن أرتدي هذا الثوب. |
Belki de bu giysiyi giymeye hakkım yoktur. | Open Subtitles | ربما لا يحق لي أن أرتدي هذا الثوب. |
JR: Gazeteciyim. Gazeteci ve ABD vatandaşı olarak soru sorma hakkım var. DT: Hayır, sana söz hakkı verilmedi. | TED | اجلس. اجلس! راموس: أنا صحفي، وكـمهاجر ومواطن، يحق لي أن أسأل. |
JR: Soru sorma hakkım var. K1: Evet, sırayla, sıranızı bekleyin. | TED | راموس: يحق لي أن اسأل. حارس1: نعم. |
- Burada olmaya hakkım var. - Her şeyin tastamam, hakların. | Open Subtitles | يحق لي أن آتي إلى هنا - خذ هذه إذاً - |
İş yerinde mutlu olmaya hakkım var mı? | Open Subtitles | هل يحق لي أن أكون سعيداً في العمل؟ |
- Michaela. Bu konuşmanın midemi bulandırmasına hakkım var. | Open Subtitles | يحق لي أن اصبح قلقة من هذه المحادثة |
Sorunun amacını anlamadıysam sorgulama hakkım var. | Open Subtitles | يحق لي أن أطرح اسئلة ...إن لم افهم المغزى من اسئلتك |
Bayan Morland, olanlardan sonra, Fullerton'da hoş karşılanmaya çok az hakkım var. | Open Subtitles | (سيدة (مورلاند بعد ما حدث, لا يحق لي أن أتوقع (منكم استقبالي في (فوليتن |