Başkan West'in bütün polisleri göndermesiyle birlikte.... kim ne isterse onu yapabiliyor. | Open Subtitles | مع إرسال العمدة ويست جميع رجال الشرطة بعيداً يمكن لأي شخص يفعل ما يحلو له |
Ne isterse onu yapan bir adamla evlendin çünkü istediğini yapmaması için hiçbir neden yok. | Open Subtitles | تزوجت رجلاً يفعل ما يحلو له لأنه لا يملك سبباً يمنعه من ذلك |
Buraya ilk geldiğinde canı ne isterse onu yapıyordu. | Open Subtitles | عندما أتى إلى هنا، فعل ما يحلو له. |
En son genel merkezde kavga çıkartmıştı, istediği her şeyi yapamaz. | Open Subtitles | قبض عليه اخر مره فى مشاجره لا يمكنه أن يفعل ما يحلو له |
Bak, birileri buna para veriyor ve o kişi bunlarla istediği her şeyi yapma hakkına sahip. | Open Subtitles | انظري, سيدفع شخص ما ثمنها و يستطيع ذلك الشخص ان يفعل ما يحلو له بها |
Çünkü orası sadece "Walden'ın spor salonu" "Walden'ın ev sineması" ya da "Walden'ın canı ne isterse onu yapar odası" olmasın? | Open Subtitles | لأنّي أريد حقاً أن تُعوّض بـ"صالة (والدن) للرّياضة" أو "قاعة السّينما الخاصّة بـ(والدن)". أو "غرفة (والدن) الّتي يريد أن يفعل فيها كُلَّ ما يحلو له". |
Suharto canı ne isterse onu yapar! | Open Subtitles | سوهارتو) يمكنه فعل ما يحلو له)! |
Göründüğü üzere istediği her şeyi de yapabilir. | Open Subtitles | ويبدو لي أنه يفعل ما يحلو له. |
Bay Peterson istediği her şeyi yapmakta özgür. | Open Subtitles | السيد (بيترسون) حرّ في القيام بما يحلو له |
Babam Bayan Ray bir şey demedikçe istediği her şeyi öylece yapamaz. | Open Subtitles | والك لا يمكنه فعل ما يحلو له بدون موافقة السيدة (راي) |