"يحين الوقت" - Translation from Arabic to Turkish

    • zamanı geldiğinde
        
    • Zamanı gelince
        
    • zaman geldiğinde
        
    • vakti geldiğinde
        
    • an geldiğinde
        
    • O zamana
        
    • vakti gelene
        
    • gelecek
        
    • vakti gelince
        
    zamanı geldiğinde Carcassona'da durum kötüleşirse, nerede olduğunu sana söyleyeceğim. Open Subtitles عندما يحين الوقت لو سانت الآمور وجاء الغزاة, سأخبرك بمكانه
    Ben de istiyorum, zamanı geldiğinde ve hazır olduğumda birisiyle tanışacağımdan eminim. Open Subtitles أنا ايضاً، أنا مُتأكدة أني سأقابله،عندما يحين الوقت. و أنا مُنفتحة لهذا.
    Üstat olacağım ve zamanı geldiğinde Jon'a yardım edecek ve sizi güvende tutacağım. Open Subtitles أن أصبح معلمًا حتى أساعد جون عندما يحين الوقت حتى تكونين أنت آمنه
    Çok şükür Zamanı gelince yeterince katırımız ve askerimiz var. Open Subtitles عندنا بغال كفاية ، ورجال بنادق لحراستهم عندما يحين الوقت
    Günahlarımız için, zaman geldiğinde 30 parçayı tapınağın içine saklacağız Open Subtitles لذنوبنا , عندما يحين الوقت سنفتش عن تلك الثلاثين قطعة
    Önüne geçmek istiyorsanız bu ilişkiye devam etmek için bir karar verme vakti geldiğinde onun fikri çok önemli olacak. Open Subtitles وإذا أردت الوقوف بطريقه.. لنقل إنه حين يحين الوقت لاتخاذ قرار.. حول رغبتنا بإقامة علاقات بيننا..
    Doğru an geldiğinde, özgürlük işaret fenerimizi tutuşturacağız ve bu korkunç kabustan kurtarılacağız! Open Subtitles عندما يحين الوقت المناسب، سنشعل مشعل الحريّة وسيكون المنقذ من هذا الكابوس السيئ ما رأيك؟
    İnsanlar kendilerine bir kaç senede bir, başkalarına yetkilerini devretme zamanı geldiğinde, güçlü bireylermiş gibi davranılmasından sıkılmış durumdalar. TED الناس تعبوا من أن تتم معاملتهم فقط بسلطة فردية كل بضع سنوات وعندما يحين الوقت لكي تفوض تلك السلطة إلى شخص آخر.
    zamanı geldiğinde, fazlasıyla dehşet göreceksiniz. Open Subtitles بإمكانك القتل بسرعة عندما يحين الوقت المناسب
    zamanı geldiğinde onu musalla taşını oturtacağım. Open Subtitles سأضمن له ستة أقدام فى الأرض عندما يحين الوقت
    zamanı geldiğinde, bayrağımızı kanımızla savunacağız. Open Subtitles عندما يحين الوقت فسوف ندافع عن علمنا بدماء حياتنا
    zamanı geldiğinde, Pick seninle irtibata geçecek. Seni seviyorum, Sarah. Open Subtitles والى ان يحين الوقت , بيك سيكون على اتصال بى انا احبك , ساره
    Önemli değil. zamanı geldiğinde, Bay Caldwell'in icabına bakacağız. Open Subtitles مش مهم , عنما يحين الوقت سنتولى امر مستر كالدويل
    Sonra zamanı geldiğinde beni nasıl sunduğunu görelim. Şöyle birşeyler söyleyebilirsin. Open Subtitles عندما يحين الوقت أراكَ تقدمنى بهذه الطريقة
    Ama ikimiz de biliyoruz ki Zamanı gelince en iyi şeyi yapacaksın. Open Subtitles لكن كلانا نعرف أنه عندما يحين الوقت أنت ستفعل ما تراه أفضل
    İnansalar da inanmasalar da, Zamanı gelince doğru seçimi yapacaklardır. Open Subtitles بوجود الدّين أو عدمه، سيتخذان الخيارات السليمة عندما يحين الوقت
    Yani Zamanı gelince sen defol demeden önce kendim gidebilirim. Open Subtitles لذا عندما يحين الوقت قبل ان تطلب مني المغادرة اظن انني سأرحل اولا
    Um, yanımda beklediklerine emin olacağım ve zaman geldiğinde fiziksel olarak iyi olacağım. Open Subtitles أنا سوف اتأكد أنهم يترقبونني وأنني في الشكل الجسماني الجيد عندما يحين الوقت
    Eğer senin için mahsuru yoksa, gitmek yerine burada kalıp vakti geldiğinde babanla ilgili tüm hazırlıkları ben halledebilirim. Open Subtitles إن .. إن لم تمانعي فبدلاً من العودة , سأبقى هنا و أحضّر جميع الترتيبات بشأن نقل والدكِ حين يحين الوقت
    uygun adımları atman gerekiyor doğru an geldiğinde, geri gelip tur atmak istediğinde, bir kerede iki vardiya, istersen tabi Open Subtitles تحتاج إلى اتخاذ الخطوات المناسبة. عندما يحين الوقت المناسب، أريد أن أعود والقيام بجولات،
    O zamana kadar meclis başkanımı, o yaratığa kimin öldürttüğünü yalnızca karısından öğrenebiliriz. Open Subtitles حتى يحين الوقت, زوجته هي وسيلتنا للمعرفة من طلب من الكائن لقتل قائدي
    - Olmaz. Senin, vakti gelene kadar saklanman gerekiyor. Öteki dünyadan döndüğünü bilmemeli. Open Subtitles عليك أن تظلي مختفية حتى يحين الوقت لا يجب أن تعرف أنكِ عدتِ
    Bir hücum birimine ihtiyacımız var. Onların üstesinden gelecek birileri. Open Subtitles نحتاج إلى وحدة هجوم أحد يضربهم بقوة عندما يحين الوقت المناسب
    O buz eriyecektir Oliver. Kiliseye gitme vakti gelince... Open Subtitles هو سيذوب ويذوب صدقني ،عندما يحين الوقت للذهاب إلى الكنيسة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more