Ama senin Dışişleri Bakanlığı kapağın yok ki zamanı geldiğinde irtibata geçesin. | Open Subtitles | عندما يحين وقت التفاوض ان كنتي تفكرين في دفعي للخارج مرة أخرى |
Noel zamanı geldiğinde seni o zaman partneri yapıyor mu? | Open Subtitles | عندما يحين وقت أعطاء مكافأة أعياد الميلاد، |
Mavi kurdele takma zamanı geldiğinde, senin için harika bir vakit olacaktır. | Open Subtitles | وحينما يحين وقت تسليم الجوائز، سيكون وقتاً مثيراً جداً بالنسبة لك |
Doğanın belli bir düzeni vardır ve vakti geldiğinde hazır olursun. | Open Subtitles | هناك ترتيب طبيعي للأمور وما أن يحين وقت رحيلهم تصبحي مستعدة |
Ölme vakti geldiğinde Anka kuşları yanmaya başlar ve sonra küllerden yeniden doğarlar. | Open Subtitles | يشتعل عندما يحين وقت موته ثم يولدون من جديد من الرماد |
Muz yemem vakti geldiğinde, maymun gardını düşürürmüş. | Open Subtitles | عندما يحين وقت أكل القرد للموز، يظهر حارسة. |
Ve yuvayı terk etme zamanı geldiğinde, yolu o gösterir. | Open Subtitles | وعندما يحين وقت المغادرة تَأْخذُ الأنثى القيادة. |
zamanı geldiğinde bütün grubun orada olmasını istiyorum da. | Open Subtitles | أريد أن تكون المجموعة بأكملها معي حين يحين وقت ولادتي |
zamanı geldiğinde bütün ustalar iyi olduğu yılların bittiğini bilir. | Open Subtitles | يحين وقت يعرف فيه كل معلم أن أفضل سنواته قد ولت |
Jimnastik salonu sonbaharda tadilata girecek ve mezunlar toplantısı zamanı geldiğinde savaş alanı gibi olacak. | Open Subtitles | الصالة الرياضية سيتمّ تجديدها في الخريف وستكون في حالة فوضى تامّة عندما يحين وقت لمّ الشمل |
Evet, kapıyı kitle çalışma zamanı geldiğinde beni uyandır. | Open Subtitles | نعم , أغلق عـليّ , أيقظني عندما يحين وقت التدريب |
Birini öldürme zamanı geldiğinde insanlar hep toplanır. | Open Subtitles | الناس تظهر دائما عندما يحين وقت قتل شخص ما |
zamanı geldiğinde sadece sen ve ben olacağız. | Open Subtitles | عندما يحين وقت المواجهة سأكون أنا وأنت وحدنا |
Top ve barutlarun boşa harcanmasını söylemiyorum bile... ..ki zamanı geldiğinde paha biçilemez olacaklar. | Open Subtitles | ناهيك عن كونه إهدار للطلقات والبارود والتي ستصبح ذات أهميه عندما يحين وقت استخدامها |
Herkes yukarı doğu yakasını sevmediğini, batı yakasında yaşamak istediğini söyler, ama inan bana, satış zamanı geldiğinde, doğu yakası hep kazandırır. | Open Subtitles | الجميع يَشهد بكراهيتـه ، للحيّ الشرقي يريدون العيش في الحيّ الغربي ، عندمـا يحين وقت إعـادة البيع ينتقلون إلى الحيّ الشرقي |
Ve yemek yapma vakti geldiğinde her şeyi sen halledecektin ben da yanı başına oturup başımdan geçen komik olayları anlatacaktım. | Open Subtitles | وعندما يحين وقت الطبخ ،تقومين بفعل كل شيء وأبقى واقفاً بجانبك أقول أشياءً مضحكة بخوص يومي الذي ستجعلك تضحكين |
Her gece yatma vakti geldiğinde... ..hep aynı hikaye olurdu, bir uyku tulumu eksik. | Open Subtitles | وكل ليلة حينما يحين وقت النوم كان دائمًا يحدث الشئ ذاته نجد أن هناك حقيبة نوم مفقودة |
Ve akşam yemeği vakti geldiğinde küçük tavuğumuz Lucky'yi boynundan böyle kavrıyorsunuz ve çeviriyorsunuz. | Open Subtitles | وعندما يحين وقت العشاء تمسكون هذا الديك الصغير هنا من رقبته وتأرجحونه بالأرجاء |
Kadını yakalama vakti geldiğinde biraz garip kaçabilir, ama... | Open Subtitles | قد يجعله غريب قليلاً عندما يحين وقت القبض عليها، ولكن... |
Ama kavgalı bir ayrılmanın vakti geldiğinde o zaman kızının üzerine seni salabilirim. | Open Subtitles | إضافة لذلك ، أريد الأقتراب من هذا الرجل. وعندما يحين وقت الأنفصال... . |
Size söz veriyorum, Ulusal yarışmaya gitme vakti geldiğinde bu sandalyeden kurtulmuş sahnede dans ediyor olacağım. | Open Subtitles | اعدكم حالما يحين وقت منافسة "الناشونلز" سأكون قد تخلصت من هذا الكرسي وأرقص على ذلك المسرح |