Yapıp hayatta kalmadığın sürece sana söylemezler. | Open Subtitles | إنهم لن يخبروكِ إلا إذا أخذتيها وبقيتِ على قيد الحياة |
Onlara burada olmadığını söyleyeceksin. Sana bir şey söylemezler. | Open Subtitles | ستخبرينهم أنّه ليس هنا، ولن يخبروكِ بشيء. |
Bunu da sana söylemezler, tabii ki. Veya belki de o kısmı daha çözemediler. | Open Subtitles | ولن يخبروكِ بذلك بالطبع وربما لم يدركوا ذلك بعد |
Size söylemedikleri, söyleyemedikleri şey buradan ayrıldıktan sonra işlerin benim için bir süre berbat gittiği. | Open Subtitles | الشيء الذي لم يخبروكِ به الشيء الذي لم يستطيعوا إخباركِ به أنّه عندما تركتُ المكان هُنا أصبحت الأمور صعبة جدّاً |
Ama sana söylemedikleri birşey var. | Open Subtitles | قتلت أحداً لكن هناك ما لم يخبروكِ به |
Asla sana bir şey söylemezler, Ben... Olmaz... | Open Subtitles | أنهم لن يخبروكِ أيّ شيء. |
Hapishaneler hakkında hiç söylemedikleri şey ne biliyor musun? | Open Subtitles | أتعرف شيئاً لا يخبروكِ عنه عن السجن؟ |