Yetimhaneye bağışlanan her bir kuruşu, müdür zimmetine geçiriyordu. Yokluğumda çocuklar o kadar bakımsız kalmışlardı ki kendilerini doyurmak için fare yakalamak zorunda kalmışlardı. | TED | كان المدير يختلس كل سنت يتبرع به لدار الأيتام، وفي غيابي، كان الأطفال يعانون من إهمال فظيع حيث أجبروا على الإمساك بالفئران لإطعام أنفسهم. |
Bir matbaadan da davalının mesela kâğıt dağıtımından aldığı parayı teslim etmeyerek zimmetine para geçirdiğini söyleyen bir telefon aldım. | Open Subtitles | ووردني أيضاً إتصال من صاحب مطبعة يقولأنالمتهماختلسأموالاً.. كأن يختلس مثلاً أموالاً من طلبية ورق |
Kampanya parasını zimmetine geçiriyor gibi görünecek. | Open Subtitles | يبدو أنّه يختلس من تمويل حملته الإنتخابية |
Üniversitedeyken işçi sendikasındaydı şimdi ise şirket paralarını zimmetine geçiriyor. | Open Subtitles | في الجامعه كان في إتحاد العمال و الآن يختلس أموال الشركه |
- Ne bu böyle, röntgenci filan mı? | Open Subtitles | ـ هل هو يختلس النظر؟ ـ مَن يكترث؟ |
Birisinin vakfın bursa ayırdığı paraları zimmetine geçirdiğini mi düşünüyorsun? Evet öyle. | Open Subtitles | أتعتقد بأن أحدهم يختلس من أموال صندوق منح هذه المدرسة ؟ |
O raporların izlerinin zimmetine para geçirmiş gibi görüneceğini biliyordun. | Open Subtitles | كنت على علمٍ بأنّ أثر الوثائق ستجعله يبدو وكأنّه كان يختلس الأموال من الشركة. |
Dün gece CPD'nin yürüttüğü gizli bir operasyonla Bahamalara tatile gittiği savurgan yaşam tarzı ve jet ski harcamaları için sendika parasını zimmetine geçirme sebebiyle yakalandı. | Open Subtitles | تم القبض عليه في عملية من قبل , قسم شرطة شيكاغو لقد كان يختلس من أموال الإتحاد ليغدق على نفسه |
Genel müdürün zimmetine para geçirdiğini muhabirlere söylediği için işinden kovuldu. | Open Subtitles | حين اكتشف ان المدير التنفيذي يختلس من اموال البنك اخبر المراسلين بما وجده |
- Milyon dolarları zimmetine geçirip kaçmadan önceydi. | Open Subtitles | قبل أن يختلس أكثر من مليون دولار و يختفي. |
Yıllardır zimmetine para geçirmesine rağmen onu çalıştırmaya devam ettiniz. | Open Subtitles | هو يختلس لسنوات وانت تتركه يفعل ذلك |
Samaritan asla sekreteriyle yatmayacak ya da kampanya fonlarından zimmetine para geçirmeyecek. | Open Subtitles | (السامري) لن ينام أبدا مع سكرتيرته أو يختلس مالا من صندوق حملته |
Kendi şirketinden zimmetine para geçiriyordu. | Open Subtitles | كان يختلس مالا من شركته الخاصة |
Yani kocanın bağış paralarını zimmetine geçirdiğini. | Open Subtitles | أن زوجك يختلس من صندوق هبات المدرسة؟ |
Dearing, Maple'ın zimmetine para geçirdiğini fark etti ve yanlış izi takip etmemiz için bizi ona yönlendirdi. | Open Subtitles | لابد أن (ديرينغ) إكتشف أن (مايبل) يختلس منه و إستغلها لإرسالنا لمطاردة ساذجة للإلهاء. |
Bu hacizli belgeler Bay Lucas'ın, Bay Whitehall ve diğerlerinden senelerce zimmetine geçirdiği paraların kanıtları. | Open Subtitles | هذه السجلات المضبوطة تمتليء بالادلة. أن السيد (لوكاس) كان يختلس الاموال من السيد (وايتهول). |
- ...zimmetine para geçiriyormuş. | Open Subtitles | كان يختلس المال |
Martin zimmetine para geçiriyordu. | Open Subtitles | مارتن) كان يختلس من الشركة) |
Bak, Jack zimmetine para geçiriyordu. | Open Subtitles | إسمع , (جاك)كان يختلس |
- Ne bu böyle, röntgenci filan mı? | Open Subtitles | ـ هل هو يختلس النظر؟ ـ مَن يكترث؟ |
Ernesto ve kamerası. Bana röntgenci tipleri hatırlatıyorsun. Evet. | Open Subtitles | "إرنسـتو" وآلة تصويره، أنت تذكّرني بمن يختلس النظر للنساء |