Deiyonize suyun ne için olabileceği daha önce aklıma gelmemişti. | Open Subtitles | لم يخطر ببالي ما يمكن أن تكونه المياه المقطرة. |
O vakitler, ne asıl ilgi duydukları şeyi ne de niyetlerini anlamıştım. Bu insanların hiçbirinin komünist oldukları aklıma gelmedi. | Open Subtitles | لم يخطر ببالي قطّ حينها أن توجهاتهم أو نشاطاتهم الحقيقة كانت شيوعية. |
Tabi, bunu daha önce hiç düşünmemiştim. Evet, denedim, deniyorum. | Open Subtitles | لم يخطر ببالي هذا، أجل حاولت ذلك، وما زلت أحاول. |
Ama suyun bu kadar soğuk olabileceği ölsem aklıma gelmezdi. | Open Subtitles | أجل، لكن لم يخطر ببالي أن الماء سيكون بتلك البرودة |
Gece uyumadan önce son düşündüğüm şey sensin, sabah uyandığımda aklıma gelen ilk şey sensin. | Open Subtitles | أنت آخر شيء يخطر ببالي قبل أن أنام في الليل. وأنت أول شيء يخطر ببالي حين أصحو في الصباح. |
Aslında seni yok etmek istemiştim, ama işe yarayacağını tahmin etmemiştim. | Open Subtitles | أعني، أني أردت تدميرك لكن لم يخطر ببالي أني سأدمّرك بالفعل |
Böyle bir şey yapacakları aklımın ucundan bile geçmemişti. | Open Subtitles | لم يخطر ببالي إطلاقًا أنهم قد يقوموا بشيء كهذا |
Şimdi cehennem 150 yıldır düşünmediğim şeyin üzerine mi kuruluyor? | Open Subtitles | إذًا الجحيم يعنّفني على ذنب لم يخطر ببالي منذ 150 سنة؟ |
Rory'nin bunları isteyebileceği hiç aklıma gelmemişti. | Open Subtitles | إنه فقط لم يخطر ببالي مطلقا أنه قد تريدها |
Tam gün anne babalık yapmak isteyebileceğin aklıma gelmemişti. | Open Subtitles | لم يخطر ببالي قط أنك تود أن تكون والد لطوال اليوم |
Kızkardeşimi seçeceği hiç aklıma gelmemişti. | Open Subtitles | ولكن لم يخطر ببالي أنه سيختار أختي الصغرى |
Nedense o hiç aklıma gelmedi. | Open Subtitles | لم يخطر ببالي أبداً بالبحث عنها في درجي. |
Sanırım evliliği beklemek hiç aklıma gelmedi. | Open Subtitles | لم يكن يخطر ببالي اني استطيع الانتظار حتى الزواج |
Hiçbir zaman babanızın o kadar da iyi bir kısmet olduğunu düşünmemiştim. | Open Subtitles | هذا رائع, لم يخطر ببالي أن أبوك قد خبأ شيئاً بهذه الروعة |
Evime geleceğini hiç düşünmemiştim. - Buradan hemen gitmelisin. | Open Subtitles | لم يخطر ببالي أبداً أنك ستتواجدين في منزلي، يجب أن تخرجي من هنا |
Bir polisi bulmak için bu kadar uğraşacağım hiç aklıma gelmezdi. | Open Subtitles | لم يخطر ببالي أبـداً أنني سـأذهب للبحث عن رجال شرطة |
İyi yakaladın Deb. Hemen ikinci kez kan sayımı yaptırmak aklıma gelmezdi.Taşikardi, transfüzyonla yok olur. | Open Subtitles | لم يخطر ببالي اعادة احتساب عدد الخلايا الدموية بهذه السرعة |
Biri bana kim olduğumu sorunca da aklıma gelen ilk şey bu olmuyor. | Open Subtitles | لكن حينما يسألن أحد عمّن أكون، ذلك ليس أوّل ما يخطر ببالي. |
Onun ailesinden birinin, gerçekten birşey yapmış olabileceğini hiç tahmin edemezdim. | TED | لم يخطر ببالي أبداً أن أحد أفراد أسرته يمكنه في الواقع صنع شئ. |
Bir vampiri besleyeceğim aklımın ucundan geçmezdi. | Open Subtitles | لم يخطر ببالي أني سأضطر لإطعام مصاص دماء |
Şimdi cehennem 150 yıldır düşünmediğim şeyin üzerine mi kuruluyor? | Open Subtitles | إذًا الجحيم يعنّفني على ذنب لم يخطر ببالي منذ 150 سنة؟ |
- Aklıma bir şey gelmiyor. | Open Subtitles | لا شيء يخطر ببالي. |
Aklımdan ne geçiyorsa kağıda dökerim. | Open Subtitles | كلّ ما يخطر ببالي يتجه مباشرة إلى الورقة. |
Sana bütün gerçeği anlatırsam sana yatmadan önceki son düşüncemin sen olduğunu söylersem uyandığımda ilk düşüncemin sen olduğunu söylersem... | Open Subtitles | إذا قلت لك الحقيقة كلها إذا قلت لك إنك آخر ما يخطر ببالي قبل ان أنام وأول ما أفكر به عندما أستيقظ |
Hâlâ dışarıda bir yerlerde hayatta olabileceklerini düşünmezdim. | Open Subtitles | لم يخطر ببالي أبداً أنهم قد يكونوا موجودين، أحياء بمكان ما |
Ben böyle bir şey düşünemezdim. | Open Subtitles | بحياتي ما رح يخطر ببالي اعمل متلك ملعوبة منك |
Kesinlikle hiç düşünmedim. aklımın ucundan bile geçmedi. | Open Subtitles | أنا قطعاً لم أفكر بذلك، لم يخطر ببالي أبداً |