"يخلقون" - Translation from Arabic to Turkish

• yaratırlar
• yaratır
• yaratacaklar
• yaratsınlar
• yaratıyorlar ki

"İnsanlar hayatlarındaki hataları bir araya toplar ve kader dedikleri canavarı yaratırlar."
البشر يجمعون أخطاء حياتهم كلها و يخلقون وحشا يسمونه القدر

gerçekte olmayan bir ilişkiyi, zihinlerinde büyütüp bir dünya yaratırlar.
يخلقون عوالم في رؤوسهم، وعلاقات غير موجودة.

İnsanlar dünyada olan şeyleri anlamak için tanrıları yaratırlar.
الناس يخلقون الآلهة عندما يتساءلون لماذا تحدث بعض الأمور بالحياة.

Duygular sadece sorunlar yaratır. Örnek olarak Peter;
ليس لدي أصدقاء اشعر انهم فقط يخلقون المشاكل

Olmaz, yalancının yalanını yakalarsan hemen doğruyu söylemez daha büyük bir yalan yaratır.
عندما يُكتشف أن الكاذب قد كذب، فإنهم لا يعترفون بالحقيقة ، بل يخلقون كذبة أكبر.

Daha yalnız bir nesil mi yaratacaklar?
يخلقون جيل أكثر وحدة؟

Paradoks yaratacaklar.
إنهم يخلقون مفارقة

Bırak kendi cehennemlerini yaratsınlar.
دع هؤلاء المجرمين يخلقون عالمهم الكريه الخاص.

Teknik olarak konuşursak, savaşı finanse etmiyorlar öyle bir durum yaratıyorlar ki sürmesi için para ödemiş oluyorlar.
انهم عمليا لا يمولون هذه الحرب لكنهم يخلقون موقفا يدفع لاستمرارها

Benimle Bay Blake gibi insanlar tuhaf ve anlaşılmaz şeyler yaratırlar.
" الأشخاص مثلي ومثل السيد " بلايك يخلقون أشياء غريبة وخارقة للطبيعة

Bu dört hücre sağlıklı ve uyum içinde çalıştığında olağanüstü bir elektrik faaliyeti senfonisi yaratırlar ve bu elektrik faaliyeti bizim düşünme, duygularımızı açığa serme, hatırlama öğrenme, hareket, hissetme gibi kabiliyetlerimizi destekler.
وحينما تعمل هذه الخلايا الأربعة معاً في عافية وانسجام، يخلقون سيمفونية غير عادية من النشاط الكهربي، وهذا هو النشاط الكهربي الذي يٌعزّز قدرتنا للتفكير، وللشعور، وللتذكر، وللتعلم، وللحركة، وللإحساس وهكذا.

Çünkü sanatçılar güzel şeyler yaratırlar.
إنهم يخلقون الجمال.

Ekranda olmayan şeyler yaratırlar.
يخلقون اشياء ليست موجوده

Benimle Bay Blake gibi insanlar tuhaf ve anlaşılmaz şeyler yaratır.
" الأشخاص مثلي ومثل السيد " بلايك يخلقون أشياء غريبة وخارقة للطبيعة

Geçilmesini istemeseler kapıları neden yaratsınlar?
{\pos(190,230)}لمَ يخلقون أبوابًا إن لم يكن ليدخلها أحد؟

Aciliyet ve tehlike hissi yaratıyorlar ki içimizdeki ham, hayvansı ve ilkel yönü çıkarabilsinler.
إنهم يخلقون حاجة ملحة، إحساس بالخطر لتحويلنا إلى شيء خام، شيء حيواني، بدائي ...