"يدخل إلى" - Translation from Arabic to Turkish

    • giren
        
    • giriyor
        
    • girerken
        
    • girmesine
        
    • girdiğini
        
    • girmesin
        
    • girmeyecek
        
    • gelip
        
    • girip
        
    • girmeli
        
    • girmesi
        
    Bu odaya giren herkes fiziksel şiddet tehlikesi altında demektir. Open Subtitles أي شخص يدخل إلى هذه الغرفة سيكون عرضةً لعنف جسدي.
    Görebildiğiniz gibi, cihaz vücuda doğal kanallardan giriyor. TED كما ترون، فإن الجهاز يدخل إلى الجسم عبر القنوات الطبيعية.
    Bir akşam onu takip ettim ve o motorcu kızla otele girerken gördüm. Open Subtitles لذا بأحد الليالي قمتُ بملاحقته ورأيته يدخل إلى الفندق برفقة راكبة الدراجة النارية
    - Adamın kafana girmesine izin verme. Herkesi idare edebiliyor. Open Subtitles ذلك الرجل يدخل إلى رأسك إنه يمكنه التلاعب بأي شخص
    Onu izlediğini ve gecenin bir vakti evine girdiğini biliyordu. Open Subtitles يراقبها و يدخل إلى منزلها بمنتصف الليالي
    Hiç kimse bir şeye dokunmasın ve bir odaya girmesin. Open Subtitles لا أحد منكم يمسك أي شيء أو يدخل إلى غرفة مغلقة
    Bu adam bir daha bu binaya girmeyecek! Open Subtitles ! هذا الرجل يجب أن لا يدخل إلى المبنى مرة آخرى
    Bu odaya giren herkes fiziksel şiddet tehlikesi altında demektir. Open Subtitles أي شخص يدخل إلى هذه الغرفة سيكون عرضةً لعنف جسدي.
    Etrafımda aynı duvarlar vardı camdan içeri giren aynı ışıktı. Open Subtitles كانت هناك نفس الجدران من حولي نفس ضوء الشمس يدخل إلى النافذه
    Daireye giren başka kimseyi görmedim. Open Subtitles أنا لم أشاهد أي أحد آخر يدخل إلى الشقة غيره
    Salona giriyor ve altı patlarını çekiyor ve "Bu pisliği temizleyeceğim." diyor. Open Subtitles هو يدخل إلى ذلك الصالون، يسحب مسدسه، ويقول "أنا سأنظف هذه الفوضى"
    Bugünlerde oraya bir tek o giriyor. Open Subtitles إنه الشخص الوحيد الذي يدخل إلى هناك في الوقت الحاضر
    Ne zaman bahçede çalışmaya çıksam o içeri giriyor. Open Subtitles كل مرة أخرج للعمل في الحديقة يدخل إلى البيت
    Siparişimi verdikten sonra, onu içeri girerken gördüm. Open Subtitles بمجرد قيامي بطلب الطعام رأيته يدخل إلى المكان
    Banka müdürü soygundan önce onu tuvalete girerken görmüş. Open Subtitles مدير الـمصرف رآه يدخل إلى الحمام قبل السرقة.
    Kocaman bir huzur hissi yaşadığımı hatırlıyorum... odasına girmesine izin vermediği ve onu öpmediği için. Open Subtitles اتذكر الشعور إحساس هائل من الراحة ذلك أنها لم تدعه يدخل إلى غرفتها أو ان يقبلها
    İki yandaki bu başlar ıstakozun içeri girmesine izin verir. Open Subtitles الرأس الأمامي ليدع القريدس يدخل إلى المصيدة
    Bu lastiğin 16 no'lu odaya girdiğini gördüm. Open Subtitles انصت، لقد رأيتُ هذا الإطار يدخل إلى غرفة 16.
    - Soruşturma bitene kadar kimse odaya girmesin. Open Subtitles فلتتولى الأمر- لا أحد يدخل إلى تلك الغرفة- حتى ننتهي من عملية التحقيق
    Benim iznim olmadan buraya kimse girmeyecek. Open Subtitles لا أحد يدخل إلى هنا دون إذني. لا أحد.
    O pislik diyarından çıkmış kendini bir şey sanan bir keçi çobanı Amerika'ya gelip de bizim zeki, genç üniversitede okumuş bir kadınımıza yol kenarındaki bir köpek leşinden bile daha az saygı gösterirse buna karşı çıkarım. Open Subtitles فحين يأتي رجل من تلك الأرض اللعينة يظن أنه يمكنه أن يدخل إلى الولايات المتحدة الأمريكية
    Martha Hala, insanlar öylece sandıklara girip ölmezler. Open Subtitles عمتى مارثا ، إنه لم يدخل إلى مقعد . النافذة لمجرد أن يموت
    Birisi şatoya girmeli, Benny'yi bulmalı ve Char'ı Edgar'dan uzak tutmalı. Open Subtitles يجب على أحد أن يدخل إلى القلعة أبحث عن بني وأبعد تشار عن أدجار.
    Onunla buluştuğumda Bu sevimli varlığın hayatımıza girmesi bende büyük şaşkınlık uyandırmıştı. TED وعندما قابلته، كنت في حالة ذهول من مشاهدة هذا المخلوق الصغير الجميل الذي يدخل إلى حياتنا.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more