"يدخل في" - Translation from Arabic to Turkish

    • girer
        
    • giren
        
    • girebilir
        
    Evet, biri hırsızlık yapmak için eve girer emlakçı ona engel olur. Open Subtitles أجل شخص يذهب إلى هناك لسرقة المكان والوكيل العقاري يدخل في الطريق
    Ve ‘Sistem’e harika bariton James Maddalena girer. TED وها هو باريتون جيمس العظيم يدخل في النظام
    Bu harika. Sahneye deveyle çıkıp ilk ona giren ilk kişi olduğunu duydum. Open Subtitles و سمعت ان هذا أول عرض للجمال الذي يدخل في أول 10 عروض قوية
    Adamın pantolonuna giren her şey senindir. Open Subtitles أي شيء يدخل في سرواله هو لك إذن ما رأيك؟
    Acı yüzünden şoka girebilir. Open Subtitles يمكنه أن يدخل في صدمة من شدة الألم أنا أعرف، تراجع
    Gerçekleştiğinde, nöbet esnasında gerçekleşmez ve genellikle hemen ardından gerçekleşmez fakat hemen ardından kişi sadece çok sakin ve sessiz görünürken farklı bir faza girebilir ve nefes alıp verme durur. Nefes alıp verme durduktan sonra ardından kalp de durur. TED وعندما يحدث لا يحدث خلال النوبة، ولا يحدث عادة بعدها مباشرة، ولكن بعدها مباشرة، بينما يبدو الشخص هادئًا جدًا، ربما يدخل في مرحلة أخرى، حيث يتوقف التنفس، وبعد توقف التنفس، يتوقف القلب.
    Aslında daha çok saldırı ve cinayete teşebbüse girer. Open Subtitles في الواقع، يدخل في خانة الاعتداء أو محاولة القتل
    Bir palyaço, işe sırf çocukları güldürmek için mi girer? Open Subtitles هل المهرج يدخل في العمل ليجعل الأطفال يضحكون؟
    Kitaba göre ilk cinayetten sonra depresif bir aşamaya girer. Yaptığına inanamaz. Open Subtitles كتب علم النفس تقول بأن القاتل بعد جريمته الأولى يدخل في حالة نفسية كئيبة و لايصدق ماذا فعل
    Tanık koruma programına kimler girer biliyor musun? Open Subtitles هل تعرفين من الذي يدخل في برنامج حماية الشهود
    Geçen gün sen değil miydin "Onunla öyle bir seks yaparım ki komaya girer..." Open Subtitles لكنك قلتي انك ستمارسين الجنس حتى يدخل في غيبوبة
    Ozgur bir toplumda kirmizi ve yesil isik olmasi gereklidir aksi takdirde toplum bir cikmaza girer. TED ان المجتمع الحر يحتاج " اشارات حمراء وخضراء " والا سوف يدخل في معمعة كبيرة
    Ama o kayaya giren su hemen tekrar dışarı çıkıyordu çünkü onu içeride tutacak bir şey yoktu. Open Subtitles لكن آي ماء يدخل في تلك الصخور سيرشح منها بسرعة لأن لم يكن آي شيء ليحجزه
    Addison, hayatına giren herkes bir şekilde iz bırakır. Open Subtitles اديسون، اي شخص يدخل في علاقة سوف يكون لديه تاريخ
    Onun içine giren öbür zamazingoyu aramaya. Open Subtitles أن نبحث عن الشيء الأخر الذي يدخل في تلك
    - Ağzına giren tek şeyse penis. Open Subtitles كلُ شيئٍ يدخل في فمها هو قضيب.
    Springsteen Show'da, bir adam Springsteen'e saygısızlık yaptığı için onunla yumruklu kavgaya giren bir erkek mi? Open Subtitles ان يدخل في شجار في عرض سبريغستون
    Adamın pantolonuna giren her şey senindir. Open Subtitles أي شيء يدخل في سرواله هو لك
    Kan zehirlenmesi. Septisemi. Septik şoka girebilir. Open Subtitles ان لديه تعفن في الدم سوف يدخل في غيبوبه
    Belki bu ürpertici kategorisine girebilir. Open Subtitles أنه لن يقضي عيد ميلاد وحيد أبداً ربما هذا يدخل في قائمة الأشياء "الغريبة"
    Rüyalarıma girebilir. Open Subtitles هو يمكن أن يدخل في أحلامي.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more