Onu bulmanız lazım, kitabı ona götürün ve yok etmesini sağlayın. | Open Subtitles | يجب أن تجدوه أعطوه كتابه ، واجعلوه يدمره |
Onu bulmalısınız, ...kitabını da götürün ve yok etmesini sağlayın. | Open Subtitles | عليكما إيجاده أعطه كتابه و اجعله يدمره |
Onu temizlemek ve yok etmek için ben yem olayım. | Open Subtitles | أجعلنى أنا أجعلنى الشرك الذى يجذبه للخارج و يدمره |
En ufak bir güneş ışığı huzmesi bulduğunda onu bile yok edecek. | Open Subtitles | اذا وجد شعاع صغير من آشعة الشمس فأنه يدمره |
Zaheer'in bunu ve sevdiğim herkesi yok etmesine izin veremem. | Open Subtitles | لا أستطيع ترك زاهير يدمره مع كل من نحب |
Ayakta alkışlanman onu mahvedecektir. | Open Subtitles | ! بحفاوة بالغة منك، سوف يدمره |
Bunu yaptığına göre, petrol planımı da mahvetmeye çalışır. | Open Subtitles | و الآن سيضع أنفه داخل مخطط النفط الخاص بى و يدمره أيضا |
Eğer onu Yeşil Ranger'a verirseniz, biri onu yok etmediği sürece Yeşil Ranger'ı sonsuza dek büyü altında tutabilirsiniz. | Open Subtitles | لو أعطيته إلى المغامر الأخضر ستكون لديك القدرة على السيطرة عليه إلى الأبد إن لم يدمره أحد |
Lucinda tek şansımızın, ...kitabı Arthur Spiderwick' e götürüp onun yok etmesini sağlamamız olduğunu söyledi. | Open Subtitles | ( لوسيندا ) قالت أن فرصتنا الوحيدة هي ... أن نأخذ الكتاب إلى ( آرثر سبايدرويك ) و نجعله يدمره |
Belki Garrett A'dan onu yok etmesini istemiştir. | Open Subtitles | ربما هذا مايريد غاريت من (أي) أن يدمره! |
En kötü kısmı da, onu yok etmek istiyordu. | Open Subtitles | واسوء جزء هو انه يريد ان يدمره |
Belki de yok etmek istediği bir şey vardı. Kapatın şu çenenizi. | Open Subtitles | ربما كان هناك شئ يريد أن يدمره |
Ve Kriptonit onu yok edecek. | Open Subtitles | و الكريبتونيت سوف يدمره |
"Ve melek adasına, ifritle dövüşecek olan... kutsal kulu yollayacak... ve onu yok edecek." | Open Subtitles | "و بعيدا عن ملاك الجزيره فسوف يبدأ فى أرسال شخص مقدس كالحمل الوديع سيقوم بحرب ضد الوحش... و سوف يدمره" |
Hiç kimsenin yok etmesine izin vermem. | Open Subtitles | لن أدع أى شخص يدمره |
Hiç kimsenin yok etmesine izin vermem. | Open Subtitles | لن أدع أى شخص يدمره |
Bu onu mahvedecektir. | Open Subtitles | هذا سوف يدمره |
Bunu yaptığına göre, petrol planımı da mahvetmeye çalışır. | Open Subtitles | و الآن سيضع أنفه داخل مخطط النفط الخاص بى و يدمره أيضا |
Eğer onu yok etmediyse, bir gün, birisi, bir şekilde onu bulacaktır. | Open Subtitles | إذا لم يدمره ، هناك فرصة بطريقة ما فى وقت ما شخص ما سوف يجده |