Lanet olsun, adamla bir oyun oynadılar diye hayatını ona borçlu sanıyor. | Open Subtitles | اللعنة , إنه يلعب الشطرنج مع ذلك الرجل ويظن أنه يدين له بحياته |
- Başkan ona borçlu olmalı. | Open Subtitles | أن يدين له الرئيس بماذا؟ |
- Lem'in ona borçlu olduğunu düşünüyordu. | Open Subtitles | -لذا شعر أنّ (ليم) كان يدين له . |
Her garson, yamak ve kapıcı seçimler gelince ona bağlılık yemini ediyorlar. | Open Subtitles | كل نادل، عامل، أو حمّال يدين له بالولاء وقت الانتخابات |
Nasıl bir durum Winchester'ı vampire borçlu yapıyor? | Open Subtitles | ماذا الذي يدين له فردٌ من آل (وينشستر) لمصاص دماء؟ |
Kocamın ona bir ton para borçlu olduğunu söyledi. | Open Subtitles | أخبرني بأن زوجي كان يدين له بالكثير |
Herkes ona bağlılık yemini etmeliydi. | Open Subtitles | الكل كان يدين له بالولاء |
Nasıl bir durum Winchester'ı vampire borçlu yapıyor? | Open Subtitles | ماذا الذي يدين له فردٌ من آل (وينشستر) لمصاص دماء؟ |
Bu yüzden, yapımcı ona geçmişini sorduğunda, eski arkadaşı Buck Cooper'ı ve ona ne kadar şey borçlu olduğunu düşündü. | Open Subtitles | لهذا السبب عندما سأل المُخرج (جايمس) عن ماضيه، فكّر تلقائياً بصديقه الحميم (باك كوبر) وكمْ كان يدين له. |
Reyes'in, Matt'in kendisine 18 buçuk milyar borçlu olduğunu söylemesi dışında. | Open Subtitles | (عدى أن (رييز) قال أن (ماتي يدين له بـ18 ونصف مليون دولار |
Bay Thompson'ın marifeti ona kimin ne borçlu olduğunu asla unutmamaktır. | Open Subtitles | حسنة السيد (تومسون) هي معرفة من يدين له |