Yıllardır kimseye görünmeden Zone'a girip çıkıyor. | Open Subtitles | انه يدخل و يخرج من المنطقة لسنوات عديدة بدون أن يراه أحد فعلا |
Senin tarif ettiğin büyüklükte bir hayvan kimseye görünmeden ortalıkta dolanamaz. | Open Subtitles | حيوان بهذا الحجم الذي تصفه لن يمر دون أن يراه أحد لن يستطيع حيوان كبير غبي أن يختبئ |
Biri görmeden bir saat önce ölmüş. | Open Subtitles | كانت مرت ساعة على وفاته قبل أن يراه أحد |
Ve çok üzgün olduğun zaman, yüzünün o gizemli, güzel ifadeye büründüğünü ve onu, hiç kimse görmeden bir an önce yoketmek istediğini biliyorum. | Open Subtitles | وأعلم عندما تكوني حزينة حقاً، يكون لديكِ مظهر المطاردة الجميلة، والتي تحاولين إخفاؤه قبل أن يراه أحد |
Kutu, yol boyunca valizimde kilitli kalacak ve onu kimse görmeyecek. | Open Subtitles | الصندوق سيكون مقفلاً في حقيبتي طوال الطريق ولن يراه أحد |
kimsenin görmediği yüzüm! Bu birçok insan için mükemmel bir deneyim. | Open Subtitles | كنت في الجانب المظلم رأيت عالم لا يجب أن يراه أحد |
Başka kimse de sorgulamayacak, çünkü onu gören kimse olmadı. | Open Subtitles | لن يسألنى أحد أخر , لأنه لم يراه أحد أخر |
Çalıların arkasına saklandığı için kimse görmedi. | Open Subtitles | لقد أختبأ خلف هذه الأشجار لهذا لم يراه أحد |
Her yere baktım. Spor salonuna, kumarhaneye, resepsiyonda kimse onu görmemiş. | Open Subtitles | لقد بحثت في كل مكان في صالة الجيم والكازينو , لم يراه أحد |
Ara sokak bombacının kimseye görünmeden kamyonun arkasına binebilmesi için mükemmel bir yerdi. | Open Subtitles | الزقاق سيكون المكان المثالى للمفجر للدخول الى الشاحنه دون أن يراه أحد |
Yani katilin ganimeti toplayıp kimseye görünmeden polisler gelmeden çok önce kaçacak zamanı vardı. | Open Subtitles | مما يعني بأن القاتل كان يملك الكثير من الوقت ليأخذ الغنيمة ويختفي قبل أن يراه أحد وأن تظهر الشرطة |
kimseye görünmeden birisini nasıl takip edersin ki? | Open Subtitles | كيف تتبع شخصاً لم يراه أحد ؟ |
Tamam. Biri görmeden kapatalım. | Open Subtitles | حسناً، أغلقوه قبل أن يراه أحد. |
Ian deli misin? Biri görmeden hemen onu içine sok. | Open Subtitles | ضعه جانبًا يا ( ايان ) قبل أن يراه أحد |
kimse görmeden birini ezmek için ideal nokta. | Open Subtitles | انه المكان المثالي لدهس احدهم دون ان يراه أحد |
kimse görmeden onu yukarı çıkarın. | Open Subtitles | خذوه للأعلى قبل ان يراه أحد. |
kimse görmeyecek zaten. Sonsuza kadar kalmayacak ya. | Open Subtitles | لا يهم ما تكتبه، فلن يراه أحد على أية حال |
- Onu bir daha hiç kimse görmeyecek. - Ben onu görmeyi hiç istemedim. | Open Subtitles | ولن يراه أحد مرة أخرى- وأنا لا أريد رؤيته مرة أخرى- |
Bak, hiç kimsenin görmediği bir filmden bir sahnenin çıkarıImış olmasının, bir anlam kaybına yol açıp açmayacağını ne sen, ne de bir başkası bilemez. | Open Subtitles | ليس أنت ولا أي شخص آخر يعرف ماذا يعني هذا المشهد. أخذَ من سياق فلم لم يراه أحد مسبقاً. |
Ya hiç kimsenin görmediği ve iz bırakmayan başka birisi vardı ya da içinizden biri yalan söylüyor. | Open Subtitles | إما كان هناك صائد أخر هناك لم يراه أحد ولم يترك أثر أو أحدكم يكذب |
Akşam 7'den sonra onu gören olmamış, kredi kartı kullanımı yok ve cep telefonu tüm gün aynı yerden sinyal vermiş. | Open Subtitles | ليلة مقتله لم يراه أحد بعد الساعة السابعة لا مدفوعات من بطاقته الإئتمانيه وتم تحديد مكان هاتفه في نفس المكان طوال اليوم |
Çok güzel ama sizinle konuşurken onu kimse görmedi amacımız bu. | Open Subtitles | هذا رائع، لكن لم يراه أحد آخر .وهذا في النهاية ما نريده أن يحدث |
Çok tuhaf ama kimse onu görmemiş. | Open Subtitles | لا .. إنه رجل غريب لم يراه أحد |