"يرتكبه" - Translation from Arabic to Turkish

    • yapmadığı
        
    • yapabileceği
        
    • işlemediği
        
    Yani, hiç kimsenin yapmadığı bir şey için cezaevine girecek. Open Subtitles لذا، إنه سيدخل إلى سجن في ذنب لم يرتكبه.
    Onlardan biri, yapmadığı bir şey yüzünden hapiste ve diğeri de sensin. Open Subtitles واحد منهم في السجن جراء شيئًا لم يرتكبه والآخر هو أنت
    Ve kapıyı açık bırakmak bir işçinin yapabileceği en büyük hatadır, çünkü... Open Subtitles وترك الباب مفتوحاً هو أسوأ خطأ يرتكبه موظف، لأن
    Kapıyı açık bırakmak bir çalışanın yapabileceği... en kötü hatadır çünkü? Open Subtitles .الباب، لقد تركته مفتوحاً وترك الباب مفتوحاً هو أسوأ خطأ يرتكبه موظف، لأن
    Bu bir başkanın yapabileceği en büyük günahtır. Open Subtitles هذا أسوأ إثم ممكن أن يرتكبه رئيس البلاد
    İşlemediği bir cinayet için asılıyorsa, yakınacak durumu da olur. Open Subtitles اذا تم شنقه على شئ لم يرتكبه حينئذ سيكون لديه ما يشكو منه.
    Huck, işlemediği bir suçu itiraf etmektense işkencede ölmeyi yeğler. Open Subtitles أنكم توقفون الشخص الخطأ، وسوف يموت بين أيديكم ولن يعترف بجرم لم يرتكبه.
    "Ted, sen bir adamın yapabileceği en büyük hatayı yaparken yanında kayıtsız kalamazdım." Open Subtitles "تاد)،أنا لا أستطيع أن أقف مكتوف الأيدي هكذا)" "وأنت سترتكب أكبر خطأ يرتكبه الرجال...
    İşlemediği bir araba soygunu suçundan dolayı masum bir adamı hapse göndermek zorundayım. Open Subtitles مطلوب مني وضع رجل بريء بالسجن لسطو مسلح لم يرتكبه
    Babamı işlemediği bir suç yüzünden cezalandırılmasına izin veremem, her ne kadar hıyar biri olsa bile. Open Subtitles أنا... أنا لا يمكنني السماح بأن تتم معاقبة والدي على أمر لم يرتكبه مهما كان شخصاً سيئاً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more